Sosyetik güzelden denizde aşk!
Cemiyet hayatının ünlü çiftlerinden Seben Koçibey ile Mehmet Pisak, Bodrum’da tatilin keyfini çıkarıyor...
Seben Koçibey ile Mehmet Pisak, Bodrum’a demir attı.Deniz sonrası duş alan ve bir an olsun ayrılmayan ikili, arkadaşları İrem Güreli ve Kaya Demirer ile teknenin arka kısmında sohbet etti.
Ht magazin
28 Ağustos 2014 Perşembe
Ağaoğlunun çıtır sevgilisinin babası!
Ali Ağaoğlu ile birlikte olduğu için kızı Hazal'ı evlatlıktan reddettiği ileri sürülen işadamı Cengiz Mesudiyeli, sessizliğini Kelebek'e bozdu.
Mesudiyeli, kızından 37 yaş büyük olan Ağaoğlu'nun geçtiğimiz günlerde yaptığı "Hazal Hanım'la mutlu bir beraberliğimiz var. Ailesiyle tanışıyorum, hiçbir sorunumuz yok" açıklamasını yalanladı: "Benden icazet alınmadı, kimse aramadı. Bu tarz ilişkiler yanlıştır."
Cengiz Bey, öncelikle sormak istiyorum. Size suskunluğunuzu bozduran ne oldu? - Açıkçası normalde bu konuşmayı yapmazdım. Konuşmamın en büyük nedeni, yaşananların bu yaşlardaki diğer genç kızlara ve ailelerine örnek olmasını istemem... İstiyorum ki başka aileler ve bu yaşlardaki erkeklerle ilişki yaşayan genç kızlar, bunun kötü sonuçlarını öğrensin, olanlardan ders çıkarsın.
Cengiz Bey, öncelikle sormak istiyorum. Size suskunluğunuzu bozduran ne oldu? - Açıkçası normalde bu konuşmayı yapmazdım. Konuşmamın en büyük nedeni, yaşananların bu yaşlardaki diğer genç kızlara ve ailelerine örnek olmasını istemem... İstiyorum ki başka aileler ve bu yaşlardaki erkeklerle ilişki yaşayan genç kızlar, bunun kötü sonuçlarını öğrensin, olanlardan ders çıkarsın.
Mesudiyeli, kızından 37 yaş büyük olan Ağaoğlu'nun geçtiğimiz günlerde yaptığı "Hazal Hanım'la mutlu bir beraberliğimiz var. Ailesiyle tanışıyorum, hiçbir sorunumuz yok" açıklamasını yalanladı: "Benden icazet alınmadı, kimse aramadı. Bu tarz ilişkiler yanlıştır."
Cengiz Bey, öncelikle sormak istiyorum. Size suskunluğunuzu bozduran ne oldu? - Açıkçası normalde bu konuşmayı yapmazdım. Konuşmamın en büyük nedeni, yaşananların bu yaşlardaki diğer genç kızlara ve ailelerine örnek olmasını istemem... İstiyorum ki başka aileler ve bu yaşlardaki erkeklerle ilişki yaşayan genç kızlar, bunun kötü sonuçlarını öğrensin, olanlardan ders çıkarsın.
Cengiz Bey, öncelikle sormak istiyorum. Size suskunluğunuzu bozduran ne oldu? - Açıkçası normalde bu konuşmayı yapmazdım. Konuşmamın en büyük nedeni, yaşananların bu yaşlardaki diğer genç kızlara ve ailelerine örnek olmasını istemem... İstiyorum ki başka aileler ve bu yaşlardaki erkeklerle ilişki yaşayan genç kızlar, bunun kötü sonuçlarını öğrensin, olanlardan ders çıkarsın.
haberler.com
Nuri Şahin'den Galatasaray tweeti.
Borussia Dortmund forması giyen Nuri Şahin, grup eşleşmelerinin belli olmasının ardından twitter'dan bir paylaşımda bulundu.
Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’ın D Grubu’ndaki rakiplerinden biri olan Borussia Dortmund’da milli futbolcumuz Nuri Şahin grup değerlendirmesi yaptı.
Kendi Twitter sayfasından Galatasaraylı taraftarların fotoğrafını paylaşan Nuri, Türkiye’de oynanacak maçlar için çok sabırsızlandığını belirtti.
Galatasaray’ın rakipleri belli oldu
Nuri Şahin, resmi twitter hesabından sarı kırmızılı taraftarların bulunduğu bir resmi paylaştı ve görsele, “Türkiye’de arkadaşlarıma karşı oynamak oldukça uğultulu olacak” notunu düştü.
Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’ın D Grubu’ndaki rakiplerinden biri olan Borussia Dortmund’da milli futbolcumuz Nuri Şahin grup değerlendirmesi yaptı.
Kendi Twitter sayfasından Galatasaraylı taraftarların fotoğrafını paylaşan Nuri, Türkiye’de oynanacak maçlar için çok sabırsızlandığını belirtti.
Galatasaray’ın rakipleri belli oldu
Nuri Şahin, resmi twitter hesabından sarı kırmızılı taraftarların bulunduğu bir resmi paylaştı ve görsele, “Türkiye’de arkadaşlarıma karşı oynamak oldukça uğultulu olacak” notunu düştü.
Müjde Tayyibin yeni uçağı geldi.
Kokpit.aero’nun haberine göre Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni uçağı TC-TUR yarın Sabiha Gökçen’e inecek!
Kabini 90 koltuklu iş jeti haline getirilen Airbus A330-200 Prestige tipi uçak Sabiha Gökçen Havalimanı’na indikten sonra ne yapılacak?
Airbus’ın Toulouse’daki imalat hattından 2012’de çıkan uçak, daha sonra kabin modifikasyonu için ABD’de San Antonio’daki Gore Design şirketine gönderilmişti. TC-TUR tescilli A330-200, burada gerekli modifikasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından kabulu geçtiğimiz gün THY tarafından yapıldı.
THY 6901 koduna sahip uçak, Türkiye saati ile 17.23’te kapı kapadı. San Antonio’dan 17.40’ta teker keserek havalandı. 3 pilotun yanı sıra 10 kişilik THY Teknik Ekibi’ni de taşıyan uçak, toplam 13 saat sürmesi planlanan uçuşun ardından 07.00’de İstanbul’a ulaşacak.
TC-TUR Sabiha Gökçen Havalimanı’na inecek. Dışı beyaz olan uçak, burada THY HABOM hangarına alınacak. Gümrükleme işlemlerinin tamamlanmasının ardından burada boyama işlemleri gerçekleştirilecek.
Kabini 90 koltuklu iş jeti haline getirilen Airbus A330-200 Prestige tipi uçak Sabiha Gökçen Havalimanı’na indikten sonra ne yapılacak?
Airbus’ın Toulouse’daki imalat hattından 2012’de çıkan uçak, daha sonra kabin modifikasyonu için ABD’de San Antonio’daki Gore Design şirketine gönderilmişti. TC-TUR tescilli A330-200, burada gerekli modifikasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından kabulu geçtiğimiz gün THY tarafından yapıldı.
THY 6901 koduna sahip uçak, Türkiye saati ile 17.23’te kapı kapadı. San Antonio’dan 17.40’ta teker keserek havalandı. 3 pilotun yanı sıra 10 kişilik THY Teknik Ekibi’ni de taşıyan uçak, toplam 13 saat sürmesi planlanan uçuşun ardından 07.00’de İstanbul’a ulaşacak.
TC-TUR Sabiha Gökçen Havalimanı’na inecek. Dışı beyaz olan uçak, burada THY HABOM hangarına alınacak. Gümrükleme işlemlerinin tamamlanmasının ardından burada boyama işlemleri gerçekleştirilecek.
10 Ağustos 2014 Pazar
Ciara Hanna'nın deniz keyfi!
Ciara Hanna'nın deniz keyfi!
Denizde muhteşem bir gün yaşadı.Meraklı gözlere aldırış etmeden denizin ve güneşin tadını çıkardı.
Denizde muhteşem bir gün yaşadı.Meraklı gözlere aldırış etmeden denizin ve güneşin tadını çıkardı.
Irmak Atuk kendini denizin soğuk sularına verdi.
Irmak Atuk denizine kavuştu
Bayramda Avrupa turuna çıkan Irmak Atuk, Türkiye’ye döner dönmez soluğu Çeşme’de aldı.
Bu yıl sezonu açmakta geç kalan ünlü manken, önceki gün kendini Ege’nin serin sularına bıraktı.
7 Ağustos 2014 Perşembe
Hızlı tren seferleri iptal.
Demiryoluna vinç devrildi, seferler durdu!
Yüksek Hızlı Tren'in geçen hafta ilk seferinde elektrik arızası nedeniyle yolda kalmasının ardından bugün de Körfez İlçesi'nde bulunan bir konteyner limanında demiryoluna vinç ve konteynerlerin devrilmesi sonucu trenler geçemedi.
Saat 17.00 sıralarında Körfez İlçesi’nde bulunan bir konteyner limanında, şiddetli yağış ve fırtına sırasında vinç ve konteynerler demiryoluna devrildi.
İstanbul’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıkan Yüksek Hızlı Tren hemen uyarıldı ve yolda durdu. Bu arada Ankara’ya gitmek üzere İzmit’teki Tren Garı’nda bekleyen yolcular, İstanbul’dan gelen tren geçiş yapamayınca otobüsle İzmit’ten Sakarya’nın Arifiye İlçesi’ndeki tren garına nakledilmeye başlandı.
TCDD'DEN AÇIKLAMA
Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde vinç ve konteynerlerin demiryoluna devrilmesi sonucu hızlı tren seferlerinin durdurulması ile ilgili bir açıklama yaptı.
Yapılan yazılı açıklama şu ifadelere yer verildi: "Bugün saat 17.05’te, Körfez İstasyonu yakınında, kilometre 71+50’de bulunan Marmara Tersanesine ait 200 tonluk vinç şiddetli fırtınanın etkisiyle devrilmiş ve vincin kolları demiryolu üzerine düşmüştür. Ayrıca hat üzerine fırtınadan dolayı ağaçların devrildiği ve konteynerlerin saçıldığı bilgisi alınmıştır. Şiddetli fırtınadan kaynaklanan bu olay nedeniyle hat geçici süre tren trafiğine kapatılmıştır. Olay nedeniyle, Arifiye’de bekleyen YHT yolcuları Kartal-Kadıköy metrosuna ulaşacak şekilde otobüsle; Ankara yönü trenlerin yolcuları ise yine otobüslerle Pendik’ten Arifiye’de hazır bekleyen YHT’lere aktarılacaktır. Vinç kaldırılana ve hatta enerji verilene kadar senaryo uygulanacaktır. Konuyla ilgili yolcularımıza ve kamuoyuna yönelik sürekli bilgilendirme yapılmaktadır."
Yüksek Hızlı Tren'in geçen hafta ilk seferinde elektrik arızası nedeniyle yolda kalmasının ardından bugün de Körfez İlçesi'nde bulunan bir konteyner limanında demiryoluna vinç ve konteynerlerin devrilmesi sonucu trenler geçemedi.
Saat 17.00 sıralarında Körfez İlçesi’nde bulunan bir konteyner limanında, şiddetli yağış ve fırtına sırasında vinç ve konteynerler demiryoluna devrildi.
İstanbul’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıkan Yüksek Hızlı Tren hemen uyarıldı ve yolda durdu. Bu arada Ankara’ya gitmek üzere İzmit’teki Tren Garı’nda bekleyen yolcular, İstanbul’dan gelen tren geçiş yapamayınca otobüsle İzmit’ten Sakarya’nın Arifiye İlçesi’ndeki tren garına nakledilmeye başlandı.
TCDD'DEN AÇIKLAMA
Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde vinç ve konteynerlerin demiryoluna devrilmesi sonucu hızlı tren seferlerinin durdurulması ile ilgili bir açıklama yaptı.
Yapılan yazılı açıklama şu ifadelere yer verildi: "Bugün saat 17.05’te, Körfez İstasyonu yakınında, kilometre 71+50’de bulunan Marmara Tersanesine ait 200 tonluk vinç şiddetli fırtınanın etkisiyle devrilmiş ve vincin kolları demiryolu üzerine düşmüştür. Ayrıca hat üzerine fırtınadan dolayı ağaçların devrildiği ve konteynerlerin saçıldığı bilgisi alınmıştır. Şiddetli fırtınadan kaynaklanan bu olay nedeniyle hat geçici süre tren trafiğine kapatılmıştır. Olay nedeniyle, Arifiye’de bekleyen YHT yolcuları Kartal-Kadıköy metrosuna ulaşacak şekilde otobüsle; Ankara yönü trenlerin yolcuları ise yine otobüslerle Pendik’ten Arifiye’de hazır bekleyen YHT’lere aktarılacaktır. Vinç kaldırılana ve hatta enerji verilene kadar senaryo uygulanacaktır. Konuyla ilgili yolcularımıza ve kamuoyuna yönelik sürekli bilgilendirme yapılmaktadır."
Jessica Alba 'Artık daha seksiyim'
Jessica Alba, ABD’de yayımlanan Marie Claire’e verdiği röportajda artık daha seksi olduğunu söyledi.
ABD’li aktris Jessica Alba, dünyaca ünlü kadın dergisi Marie Claire’in Ağustos kapağı için poz verdi.
2 Ağustos 2014 Cumartesi
Hümeyra Yalan Dünya dizisinde yalan oldu!
'Yalan Dünya' dizisinde Çiğdem karakterini canlandıran Hümeyra, kadrodan çıkartıldı.
Dizinin senaristi Gülse Birsel için 'Çok şımardı' eleştirisini yapan usta oyuncu, yeni yayın döneminde dizinin kadrosunda olmayacak.
HÜMEYRA DİZİDEN ÇIKARTILDI
Hümeyra, Mart ayında "100 sayfalık senaryo gece 11’de geliyor sabah 10’a set koyuyorlar. Anlaman lazım. Zaten cümleler düşük. Gülse gün geçtikçe şımarmaya başladı" sözlerini sarf ederken, Birsel ise "Hümeyra'yla konuştum aramızda bir problem yok. Çok ciddiye almadık" demişti.
Dizinin senaristi Gülse Birsel için 'Çok şımardı' eleştirisini yapan usta oyuncu, yeni yayın döneminde dizinin kadrosunda olmayacak.
HÜMEYRA DİZİDEN ÇIKARTILDI
Hümeyra, Mart ayında "100 sayfalık senaryo gece 11’de geliyor sabah 10’a set koyuyorlar. Anlaman lazım. Zaten cümleler düşük. Gülse gün geçtikçe şımarmaya başladı" sözlerini sarf ederken, Birsel ise "Hümeyra'yla konuştum aramızda bir problem yok. Çok ciddiye almadık" demişti.
Hadise Britney gibi klip çekti.
Hadise, yeni albümü Tavsiye”nin ilk klibini “Nerdesin Aşkım”a çekti.
Hülya Açıkgöz’ün yönettiği klipteki bazı sahneler, Beyonce ve Britney Spears’ın klip çalışmalarına benzetildi.
28 Temmuz 2014 Pazartesi
Burcu Esmersoy All dergisi için soyundu!
Burcu Esmersoy Güzel, içten, enerjik...
Ve aşık... Burcu Esmersoy, All dergisine konuştu, giderek yükselen farkındalığını, hayatına etkilerini, yeni kararlarını anlattı.
İşte o röportaj;
Seni görünce aklımıza yaz geliyor... Sen kendini yaz kadını gibi hissediyor musun?
- Kesinlikle. Enerjimi güneşten alıyorum. Zaten Instagram hesabıma baktığınızda paylaşımlarımın çoğunun deniz ve güneşle ilgili olduğunu görürsünüz. Dinlenme denildiği zaman da aklıma deniz ve kumsal gelir. Herkesin “Çok sıcak, uyuyamıyoruz” dediği dönemde ben yorganla yatıyorum. Çünkü çok seviyorum sıcağı.
Ayrıca yazın, insana çok yakıştığını da düşünüyorum. Mesela yanınca ten rengin çok güzel oluyor, kendini çok iyi hissediyorsun. Ayrıca sarışınlara da bronz tenin ekstra yakıştığını düşünüyorum. Kışın da Maldivler’e kaçışım ne kadar yaz tutkunu olduğumu göstermiyor mu? Peki bu yaz nasıl geçiyor?
- Ben yaza üç ay tatil yapmak amacıyla başladım. Dünya Kupası nedeniyle öyle olmadı. Temmuz’un 13’üne kadar programlarım çok yoğundu. NTV Spor’da “Spor Gecesi”ni yaptım. Yeni sezon da 15 Eylül’de başlayacak. Yani sadece bir aylık tatilim var.
Ve aşık... Burcu Esmersoy, All dergisine konuştu, giderek yükselen farkındalığını, hayatına etkilerini, yeni kararlarını anlattı.
İşte o röportaj;
Seni görünce aklımıza yaz geliyor... Sen kendini yaz kadını gibi hissediyor musun?
- Kesinlikle. Enerjimi güneşten alıyorum. Zaten Instagram hesabıma baktığınızda paylaşımlarımın çoğunun deniz ve güneşle ilgili olduğunu görürsünüz. Dinlenme denildiği zaman da aklıma deniz ve kumsal gelir. Herkesin “Çok sıcak, uyuyamıyoruz” dediği dönemde ben yorganla yatıyorum. Çünkü çok seviyorum sıcağı.
Ayrıca yazın, insana çok yakıştığını da düşünüyorum. Mesela yanınca ten rengin çok güzel oluyor, kendini çok iyi hissediyorsun. Ayrıca sarışınlara da bronz tenin ekstra yakıştığını düşünüyorum. Kışın da Maldivler’e kaçışım ne kadar yaz tutkunu olduğumu göstermiyor mu? Peki bu yaz nasıl geçiyor?
- Ben yaza üç ay tatil yapmak amacıyla başladım. Dünya Kupası nedeniyle öyle olmadı. Temmuz’un 13’üne kadar programlarım çok yoğundu. NTV Spor’da “Spor Gecesi”ni yaptım. Yeni sezon da 15 Eylül’de başlayacak. Yani sadece bir aylık tatilim var.
27 Temmuz 2014 Pazar
Peygamberimiz 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.'
İhsanoğlun'dan Erdoğan'a 'diktatör' benzetmesi
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu: Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.' Türkiye bu adalet anlayışını görmek istiyor.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmalarını sürdürdüğü Antalya'da düzenlediği basın toplantısında ''Şimdi konuşmalarımızda İslamiyeti referans alıyor, dinden imandan bahsediyoruz. Peki, Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.' Türkiye bu adalet anlayışını görmek istiyor'' dedi. Mahkemelerin siyasi etki altında olduğunu da savunan İhsanoğlu, ''Bir ülkede adalet olan güven sarsıldığı takdirde o ülkede huzurdan, istikrardan, güvenden bahsetmek mümkün değil'' diye konuştu.
CHP ve MHP'yle birlikte 13 siyasi partinin desteklediği Cumhurbaşkanı çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmaları için bulunduğu Antalya'da The Marmara Otel'de basın toplantısı düzenledi. İhsanoğlu'nun eşi Füsun İhsanoğlu, önceden basın toplantısının yapıldığı salona geldi, CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey'le bir süre sohbet etti.
Ekmeleddin İhsanoğlu'na basın toplantısında kendisini destekleyen siyasi partilerin il yöneticileri, CHP ve MHP'li belediye başkanlarıyla birlikte CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger eşlik etti. İhsanoğlu, basın toplantısına kendisini destekleyen siyasi partilerin, il başkanlarıyla yan yana oturdu.
''TOKATLAYAN TEKMELEYEN İNSAN İSTENMİYOR''
Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarını çok orantısız imkanlar içinde sürdürdüklerini belirterek bunun karşısında, isim vermeden Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın hala mağduriyetten bahsettiğini söyledi. Dün Diyarbakır'da başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiklerini kaydeden İhsanoğlu, ''İnsanlar devletle kendi aralarındaki bariyerler kalktığı zaman, bir huzur ve tevazu içinde ilişki kurulduğu zaman, bu ilişkinin ne kadar faydalı olacağını gördüler. Türkiye artık kibirden uzak, tepeden bakmadan uzak ve bizim Türk örf adetlerine uygun bir şekilde insani ilişkiyi özlemiş durumdadır'' dedi.
Türkiye'nin bu sorunların daha medeni, daha seviyeli ve daha çelebi bir üslupla çözülmesini istediğini kaydeden İhsanoğlu, ''Türkiye devletin tepesinde kavga yapan, öfkelenen, başkalarını elinin tersiyle iten, tokatlayan, tekmeleyen insan istemiyor'' diye konuştu.
''HAKKIN BİLDİĞİNİ HALKIN DA BİLMESİ LAZIM''
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ekmeleddin İhsanoğlu, bugüne kadar toplanan bağış miktarına ilişkin bir soru üzerine henüz son iki günün rakamlarını almadığını söyledi. İhsanoğlu, Perşembe günü itibariyle toplanan bağış miktarının 2 milyon TL üzeri olduğunu kaydetti. Seçim kampanyasına yapılan bağışların düzenli ilan edildiğini dile getiren İhsanoğlu, bağışlar konusunda şunları söyledi:
''5 dakika önce, Zeynep adında bir evladımız, 5 - 6 yaşında evladımız. Annesinin kendisine verdiği kumbara içinde 10 TL biriktirmişti. Bu kampanyadan, nasıl olduysa, annesinden babasından etkilenerek, 'Anne kumbaramdaki 10 TL'yi Ekmel amcaya göndermek istiyorum' dedi. Biraz önce Zeynep'le, annesiyle sohbet yaptık. 4- 5 yaşında bir evladımızın bu bağışı 4 milyon, 400 milyondan daha kıymetlidir. Biz gelen kuruşun hesabını veriyoruz. Çünkü milletimizin verdiği parayı milletimizin bilmesi lazım. Biz bu yolda millet yolunda hizmet için çıktık. Başka hesaplara, maksatlara, başka ceplere hizmet etmek için çıkmadık. Hakkın bildiğini kuldan saklamak, bir Müslümanın şiarı olmaması lazım. Hakkın bildiğini de halkın bilmesi lazım. Bunun hesabı sırf bu dünyada değil öbür dünyada da var.''
DÜNYANIN EN TUHAF SEÇİMİ
Türkiye'nin yaşamakta olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerini 'Dünyanın en tuhaf seçimi' olarak nitelendiren İhsanoğlu, dünyanın hiçbir yerinde öyle bir seçim sisteminin, tarzının olmadığını söyledi.
Amerikanvari seçim iddiası taşımasına rağmen bütün seçimin 30 güne sıkıştırıldığını kaydeden Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Özel böyle ölçümler alınarak bir kanun yapıldı. 10 Temmuz'da başlayacaksınız 10 Ağustos'ta bitireceksiniz. Sanki bir sokağın başındaki evden sokağın sonundaki eve taşınır gibi hesaplanmış. 30 gün'' dedi.
MİLLET ALDATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Bununla birlikte bağışların 9 bin TL ile sınırlandığını ve üstü bağışlarda veren de alan adayın da ceza alacağını kaydeden İhsanoğlu, ''Böyle tuhaf bir bağış, kampanya. Devlet, iki adaya hiçbir kuruş vermiyor. Bir aday devletin bütün imkanlarını kullanabiliyor. Fütursuzca kullanıyor. Uçaklarını, helikopterlerini kullanıyor. Binlerce kişiyle birlikte hareket ediyor. Bizler böyle gariban ama biz gaddar, öbür taraf mağdur. Ne güzel şey değil mi? Çok büyük adalet var. Mağduriyet, devam ediyor. Vesayet devam ediyor. Çok güzel değil mi Allah aşkına. Türkiye'nin kaderi bu, gerçekler ters yüz yapılarak millet aldatılmaya çalışıyor'' diye konuştu.
TEMEL SORUN ADALETSİZLİK
İhsanoğlu, bir soru üzerine Türkiye'nin bir numaralı sıkıntısı adaletsizlik olduğunu söyledi. ''Adalet mülkün temelidir'' sözünü hatırlatan İhsanoğlu, buradaki mülkün devlet, millet, varlık ve dirlik demek olduğunu belirterek, ''Bu varlığın temeli çürükse çöker. Şimdi biz öyle bir noktaya geldik ki bu temel su aldı. Politika suyu aldı. Politika suyuyla bu temel çürümeye başladı'' dedi.
Mahkemelerin siyasi etki altında olduğunu savunan Ekmeleddin İhsanoğlu, ''İnsanlar bunun karşısında vicdanen rahatsızlık içinde. Taraf olanlar, mağdur olanlar, hapislerde çürütülenler, yıllarca haksız hapis yatanların uğradıkları gerçek mağduriyetin yanı sıra bu konularla ilgisi olmayan sade vatandaşın adalete olan güveni sarsılıyor. Bir ülkede adalet olan güven sarsıldığı takdirde o ülkede huzurdan, istikrardan, güvenden bahsetmek mümkün değil'' diye konuştu.
'İSLAMİYETİ REFERANS ALIYORUZ'
Bu açıdan yapılması gerekenlerin en başında kanun hakimiyetini temin etmek ve insanların adalet karşısında eşit muamele görmesini sağlamak olduğunu belirten İhsanoğlu şöyle konuştu:
''Şimdi konuşmalarımızda İslamiyeti referans alıyor, dinden imandan bahsediyoruz. Peki, Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.' Ve sahabesine diyor ki, 'Bizden önceki kavimler niye çöktü? Çünkü onlarda nüfus sahibi zenginler yanlış yaptıkları zaman üstü örtülmüştür. Zavallı gariban, fakir fukara yaptığı zamannlarda ceza tatbik edilmiştir. Bizim dinimizde böyle bir şey yoktur.' Benim kızım böyle bir şey yaparsa cezasını ben veririm' bu Hazreti Muhammed Peygamber Efendimizin sözüdür, başka kimsenin değil. Türkiye, bu adalet anlayışını görmek istiyor. Bu temel adalet anlayışını görmediği için Türkiye'de temel sıkıntılar var. Dini siyasete karıştırmıyoruz ama dindeki bu yüksek, yüce değerleri benimsememiz lazım.''
''TERSİNİ YAPMAYA KİMSENİN HAKKI YOK''
Bu değerlerin aynı zamanda evrensel değerler olduğunu kaydeden İhsanoğlu, Türkiye'nin hukuk sisteminde evrensel normları yakaladığı gün Türkiye'nin önünün açılacağını ve Türk toplumunun dünyanın en mutlu toplumlarından biri olacağını dile getirdi.
Bunun için öncelikle herkesin kanun karşısında eşit olması gerektiğini, siyasetin yargı üzerinde etkisinin olmaması ve yargının da siyaset üzerinde etkisinin olmaması gerektiğini kaydeden İhsanoğlu, ''Yargının siyaseti etkilemesini millet reddetti Ak Parti'nin önünü açtı. Bu da hukuk adına güzel bir şeydi ama şimdi bunun tersini yapmaya kimsenin hakkı yok'' dedi.
KILIÇDAROĞLU GAFI
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, son seçimlerde hangi siyasi partiye oy verdiğine ilişkin bir soruya ise cevap vermemeyi tercih etti. Ailesinin Demokrat Parti kökenli olduğunu, eşinin ailesinin ise yine Adalet Parti ve Demokrat Parti geleneği içinde daha ileri noktada Demokrat Parti'yi kuran ailelerden olduğunu anlatan İhsanoğlu, fakat Türkiye'de siyasi topografyada çok büyük değişiklik olduğunu söyledi.
14 Haziran'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanı adayı olarak kendisini açıkladığı güne dönen İhsanoğlu, konuşmasının bu noktasında yaptığı gaf nedeniyle özür dilemek durumunda kaldı.
İhsanoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun soyadını 'Alemdaroğlu' diyerek telaffuz etti salondan yükselen 'Kılıçdaroğlu' uyarısıyla ''Çok özür dilerim. Kılıçdaroğlu. Yorgunluk. Beni maruz görünüz'' dedi. İhsanoğlu, iki siyasi partinin uzlaşısının siyasi ittifaktan öte tabandaki yaklaşmanın, uzlaşmanın sonucu olduğunu söyledi. Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle konuştu:
''Türkiye'de siyasi topografyada değişiklik var. Türkiye bugün cumhurbaşkanlığı seçimlerine kararı çok farklı bir şekilde verecek. Bu kararı, istikrar içinde huzurun temin edilmesi, Türkiye'de kutuplaşma, zıtlaşma, cepheleşme, bir tarafın diğer tarafı düşman sayması, onu ötekileştirme politikalarına son verecek şekilde yapacaktır. Türkiye önümüzdeki 7 sene içerisinde siyasi istikrarı sağlamış, devletin başına devletin bütünlüğünü temsil eden fakat aynı zamanda 76 milyon aileyi kucaklayan birisini seçecektir.''
''PARTİLER ÜSTÜYÜM AMA SİYASET DIŞI DEĞİLİM''
Kendisinin parti mensubiyetinin bulunmadığını anlatan ama kendisinin bütün partilerin üstünde ama siyasetin dışında olmayan bir noktada olarak tanımlayan İhsanoğlu, görevinin sınırını, ''Ama siyasete yön veren, siyasileri kızıştıkları ya da çıkmaza girdikleri zaman siyasileri bir masa etrafında toplayan onları barıştıran ve çözüm arayan'' sözleriyle çizdi.
OYLARI REHİN ETMEMEK LAZIM
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, bir soru üzerine ilk turda yüzde 60 oy oranıyla seçimi kazanacaklarına inandıklarını söyledi. 'Eskaza şu veya bu sebepten' dolayı seçim ikinci tura kalırsa Kürt oylarının önemli bir kısmının da kendisine yöneleceğini öngördüğünü kaydeden Ekmeleddin İhsanoğlu, dün gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretine dönerek, ''Onlara dedim ki, siyasi pazarlık neticesinde bir çözüm olursa o çözüm topal aksak doğar. Bir müddet yürüyebilir. Kısa bir müddet sonra çöker. Bir siyasi hayati meselede, bu aksaklık, topallık o anlaşmayı çok kısa zamanda bitirir. O siyasi hesapla verilen tavizler çöker, siyasi taviz isteyenler kazanır, bunun başta türlü örnekleri vardır. Siyasi hesap vasıtasıyla oyları kısa vadeli rehin etmemek lazım. Ben bu mesajı verdim, sanırım yerini bulmuştur'' diye konuştu.
TURGUT ÖZAL İLE YAKINLIĞI
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 13 siyasi partinin destek kararı açıkladığı çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu eşi Füsun İhsanoğlu ile birlikte, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nı (ATSO) ziyaret etti. TOBB Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ile Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan İhsanoğlu, ardından da odanın Konferans Salonu'nda kanaat önderleriyle buluştu. CHP, MHP ve destekleyen diğer partilerin milletvekili ve parti yöneticilerinin de eşlik ettiği Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İnsanoğlu, salona girişinde ayakta alkışlandı.
Ekmeleddin İhsanoğlu, konuşmasının başında 1990'lı yıllarda Turgut Özal'ın çok yakınında olduğunu söyledi. Bunu, ''Turgut abinin çok yakınındaydım'' sözleriyle ifade etti. Özal'ın turizmde bugün gelinen noktada çok büyük emekleri olduğunu kaydeden İhsanoğlu, ''Bunu çok rahat, sessiz bir şekilde kimseye minnet etmeden, genç kurmaylarıyla birlikte yaptı. Türkiye bugün bu noktaya geldiyse gelmiş geçmiş siyaset adamların, teknokratlar, devlet adamlarının emekleriyle olmuştur. 'Bunları şunları yaptım' diye minnet ederseniz hayrı mı olur? O yüzden 'Yurtta sulh' prensibinin uygulanması lazım'' dedi.
TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİ DURDU
Türkiye'nin son yıllarda belirli bir noktaya geldikten sonra gelişmede durgunluk olduğunu belirten İhsanoğlu, ''Bunu orta gelir tuzağı olarak adlandırıyoruz. '1923'de şöyleydik, 50'de böyleydik' dediğinizde kendinizi aldatmak olur. Dünyada tek gelişen ülke Türkiye değildir. Türkiye bunlar içinde nerede esas soru budur. 'Ben iktidara geldiğimde 3 bin dolardan 10 bin dolara yükseldi' değildir. 2002'den 2008'e kadar 3 binden 8 bine dolara çıkan GSMH, 2008'den bugüne 2 bin dolar arttı. 2002'den 2008'e kadar Yunanistan'da bizim üç mislimiz 13 binden 30 bine, İspanya'da 16 binden 33 bine, Güney Kore'de 12 binden 20 bin dolara yükseldi. Biz hala 10 bin dolardayız. 4 senedir hiç ilerlemediğimiz halde de başarı olarak gösteriyor, insanlardan bu hakikatları saklıyoruz ve bir de minnet ediyoruz'' diye konuştu.
TİCARET İSRAİL ÜZERİNDEN
Bu yanlış davranışlar, politikaların neticesinde Türkiye'nin G20 grubunun içerisinden de çıkacağını kaydeden İhsanoğlu, makro göstergelerin Türkiye'de kalkınmanın zannedildiği gibi iyi gittiği manasına gelmeyeceğini söyledi. Irak'la ihracatın yüzde 35 düştüğünü, Suriye'yle bittiğini açıklayan İhsanoğlu, ''Mısır üzerinden pazara giremiyoruz ve tüm Ortadoğu ticaretimiz İsrail üzerinden yapılıyor. 'Biz İsrail'i boykot edelim' diye bağırıyor çağırıyoruz. O kadar rahat bir politika takip ediliyor ki tutar tarafı yok. Bunların hepsi millete büyük, stratejik başarı olarak sunuluyor'' dedi.
'YÜZDE 85 BORÇLU, BÖBÜRLENİYOR'
Türkiye'nin kendini siyasi iç hesaplaşma noktasında hapsettiğini ve sıkıntılarını gideremediğini kaydeden İhsanoğlu, kredi kartı, tüketici kredi ve diğer kredi borçlarının sarmal, kartopu gibi büyüdüğünü dile getirdi. İhsanoğlu, ''Söz veriyorum Cumhurbaşkanı seçildiğimde üzerine gideceğim konulardan biri fakir, bu konudaki mağdur insanların kredi borçları üzerinde duracağım. Halkın yüzde 85'i kredi borcu yükümlülüğü altında ve ondan sonra böbürlenerek büyüdüğümüzü söylüyor, böbürleniyoruz'' diye konuştu.
HALK ARTIK KAVGA İSTEMİYOR
Türkiye'de açlık sınırının 1550, yoksulluk sınırında 3 bin 650 lira olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, asgari ücretin de yoksulluk sınırın dörtte birine denk gelen 890 lira olduğunu kaydetti. Bu noktada düşünülmesini öneren İhsanoğlu, ''İnsanları kandırma, düşüncelerini polerize edip toplum mühendisliği, algı dizaynıyla yürüterek götürmek, gerçekten bunun düşünülmesi lazım. Bence Türkiye bu seçimlerde tüm bunları değerlendirecek. Çünkü halk artık kavga istemiyor'' dedi.
2001 ekonomik krizini hatırlatan Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Ahmet Necdet Sezer ve Bülent Ecevit gibi çok sakin ve efendi iki kişinin yaşadığı olayın sonucu böyleyse, bir de öfkeli birinin geldiğini düşünün'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası eleştirilerine göndermede bulunan İhsanoğlu, ''O adam ekonominin gereği neyse onu yapıyor. Farklı düşünen herkesi vatan haini diye suçlama hakkınız yok'' dedi.
DİKTATÖR BENZETMESİ
'Dünyanın neresinde vergi müfettişleri siyasi emellerle hareket ettirilip işadamlarının üzerine gönderilmiştir, nerede görülmüş?' diye soran İhsanoğlu, ''Bu diktatör dedikleri Sisi veya Esad yaptığı zaman bütün dünya ayağa kalkıyor. Bizde de buna benzer hadiseler oluyor ve biz bunu susarak karşılıyoruz. Türkiye bunları gözardı edemez ve Türkiye bu konudaki kararı 10 Ağustos'ta verecek bundan eminim. Türkiye 10 Ağustos'ta huzura kapı açacaktır. Bu huzura açılan kapı tüm partilerin desteğiyle olacaktır'' dedi.
'SAYIN BAŞBAKAN' DİYECEĞİM
'Nereden çıktı bu İhsanoğlu' diyenlere de seslenen Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Ben söylüyorum oy vermeyin tamam ama saygıda kusur etmeyin. Ben hiç kimseye yola çıktığım günden itibaren her yerde söylediğim gibi bu yarış Türk devletinin en yüce makamına yönelik bir yarıştır. O makama layık olmak lazım. Tektir, en yücedir o makam ve layık olmak lazım. Bu yarış medenice, saygı içerisinde olsun. Maalesef bunlara fazla itibar edilmiyor. Ben Türk vatandaşı olarak her zaman 'sayın başbakan' diyeceğim, o ne derse desin'' dedi.
Seçim sürecinde bir takım iddialarla da karşılaştığını kaydeden İhsanoğlu, ''Başörtülü kızlarımızın başını açtıracakmışım. Ben Kuran'a hayatım boyunca hizmet ettim. Bu iftiralar iflasın işaretidir'' diye konuştu.
Hükümeti vesayetçilikle suçlayan İhsanoğlu, şunları söyledi:
''12 Eylül Anayasası'nın icat ettiği YÖK'ü kim korudu. 12 senedir meclis, hükümet sizin elinizde. Siz YÖK'ü kaldırmadınız bilakis güçlendirdiniz bu vesayet sistemi değil mi, niye kaldırmadınız? Meşhur bir üslupla, siz kaldırmak istedinizde biz hayır mı dedik? Sendikalar Kanunu, siyasi partiler kanunu, yüzde 10 barajı niye değiştirmediniz. Vesayet işte bunlar siz bunları muhafaza edeceksiniz, iktidar 12 senedir elinizde. Cumhurbaşkanlığı makamı da partinin kurucularından ve değiştirmediniz bu yetkileri kullandınız. Hani siz vesayete karşıydınız. Türkiye artık bunları anlamış durumdadır. Türkiye artık yeni bir ses, nefes istiyor.''
TÜRK RABİA'YA VİZE YOK
Türkiye'ye sevgi ve saygıyı ekmek, bunları büyütmek ve hem içeride hem dışarıda bunları Filistin'le de Türkmenlerle de paylaşmak istediğini anlatan İhsanoğlu, ''Ne yazık ki Türkmenlere fazla ilgi gösteremiyoruz. Bizim Uygur Türkleriyle ilgilenmemiz lazım. Uygur Türk'ü Rabia hanım Türkiye'ye vize alamıyor. Mısır'daki Rabia için ağıt yakıyoruz ama Türk Rabia için vize vermiyoruz. Onun için bu ekmeği büyüteceğiz ve paylaşacağız. Ama bu toprağı bu vatanı hiç kimseyle bölüşmeyeceğiz'' dedi.
(Kaynak: DHA)
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu: Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.' Türkiye bu adalet anlayışını görmek istiyor.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmalarını sürdürdüğü Antalya'da düzenlediği basın toplantısında ''Şimdi konuşmalarımızda İslamiyeti referans alıyor, dinden imandan bahsediyoruz. Peki, Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.' Türkiye bu adalet anlayışını görmek istiyor'' dedi. Mahkemelerin siyasi etki altında olduğunu da savunan İhsanoğlu, ''Bir ülkede adalet olan güven sarsıldığı takdirde o ülkede huzurdan, istikrardan, güvenden bahsetmek mümkün değil'' diye konuştu.
CHP ve MHP'yle birlikte 13 siyasi partinin desteklediği Cumhurbaşkanı çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmaları için bulunduğu Antalya'da The Marmara Otel'de basın toplantısı düzenledi. İhsanoğlu'nun eşi Füsun İhsanoğlu, önceden basın toplantısının yapıldığı salona geldi, CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey'le bir süre sohbet etti.
Ekmeleddin İhsanoğlu'na basın toplantısında kendisini destekleyen siyasi partilerin il yöneticileri, CHP ve MHP'li belediye başkanlarıyla birlikte CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger eşlik etti. İhsanoğlu, basın toplantısına kendisini destekleyen siyasi partilerin, il başkanlarıyla yan yana oturdu.
''TOKATLAYAN TEKMELEYEN İNSAN İSTENMİYOR''
Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarını çok orantısız imkanlar içinde sürdürdüklerini belirterek bunun karşısında, isim vermeden Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın hala mağduriyetten bahsettiğini söyledi. Dün Diyarbakır'da başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiklerini kaydeden İhsanoğlu, ''İnsanlar devletle kendi aralarındaki bariyerler kalktığı zaman, bir huzur ve tevazu içinde ilişki kurulduğu zaman, bu ilişkinin ne kadar faydalı olacağını gördüler. Türkiye artık kibirden uzak, tepeden bakmadan uzak ve bizim Türk örf adetlerine uygun bir şekilde insani ilişkiyi özlemiş durumdadır'' dedi.
Türkiye'nin bu sorunların daha medeni, daha seviyeli ve daha çelebi bir üslupla çözülmesini istediğini kaydeden İhsanoğlu, ''Türkiye devletin tepesinde kavga yapan, öfkelenen, başkalarını elinin tersiyle iten, tokatlayan, tekmeleyen insan istemiyor'' diye konuştu.
''HAKKIN BİLDİĞİNİ HALKIN DA BİLMESİ LAZIM''
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ekmeleddin İhsanoğlu, bugüne kadar toplanan bağış miktarına ilişkin bir soru üzerine henüz son iki günün rakamlarını almadığını söyledi. İhsanoğlu, Perşembe günü itibariyle toplanan bağış miktarının 2 milyon TL üzeri olduğunu kaydetti. Seçim kampanyasına yapılan bağışların düzenli ilan edildiğini dile getiren İhsanoğlu, bağışlar konusunda şunları söyledi:
''5 dakika önce, Zeynep adında bir evladımız, 5 - 6 yaşında evladımız. Annesinin kendisine verdiği kumbara içinde 10 TL biriktirmişti. Bu kampanyadan, nasıl olduysa, annesinden babasından etkilenerek, 'Anne kumbaramdaki 10 TL'yi Ekmel amcaya göndermek istiyorum' dedi. Biraz önce Zeynep'le, annesiyle sohbet yaptık. 4- 5 yaşında bir evladımızın bu bağışı 4 milyon, 400 milyondan daha kıymetlidir. Biz gelen kuruşun hesabını veriyoruz. Çünkü milletimizin verdiği parayı milletimizin bilmesi lazım. Biz bu yolda millet yolunda hizmet için çıktık. Başka hesaplara, maksatlara, başka ceplere hizmet etmek için çıkmadık. Hakkın bildiğini kuldan saklamak, bir Müslümanın şiarı olmaması lazım. Hakkın bildiğini de halkın bilmesi lazım. Bunun hesabı sırf bu dünyada değil öbür dünyada da var.''
DÜNYANIN EN TUHAF SEÇİMİ
Türkiye'nin yaşamakta olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerini 'Dünyanın en tuhaf seçimi' olarak nitelendiren İhsanoğlu, dünyanın hiçbir yerinde öyle bir seçim sisteminin, tarzının olmadığını söyledi.
Amerikanvari seçim iddiası taşımasına rağmen bütün seçimin 30 güne sıkıştırıldığını kaydeden Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Özel böyle ölçümler alınarak bir kanun yapıldı. 10 Temmuz'da başlayacaksınız 10 Ağustos'ta bitireceksiniz. Sanki bir sokağın başındaki evden sokağın sonundaki eve taşınır gibi hesaplanmış. 30 gün'' dedi.
MİLLET ALDATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Bununla birlikte bağışların 9 bin TL ile sınırlandığını ve üstü bağışlarda veren de alan adayın da ceza alacağını kaydeden İhsanoğlu, ''Böyle tuhaf bir bağış, kampanya. Devlet, iki adaya hiçbir kuruş vermiyor. Bir aday devletin bütün imkanlarını kullanabiliyor. Fütursuzca kullanıyor. Uçaklarını, helikopterlerini kullanıyor. Binlerce kişiyle birlikte hareket ediyor. Bizler böyle gariban ama biz gaddar, öbür taraf mağdur. Ne güzel şey değil mi? Çok büyük adalet var. Mağduriyet, devam ediyor. Vesayet devam ediyor. Çok güzel değil mi Allah aşkına. Türkiye'nin kaderi bu, gerçekler ters yüz yapılarak millet aldatılmaya çalışıyor'' diye konuştu.
TEMEL SORUN ADALETSİZLİK
İhsanoğlu, bir soru üzerine Türkiye'nin bir numaralı sıkıntısı adaletsizlik olduğunu söyledi. ''Adalet mülkün temelidir'' sözünü hatırlatan İhsanoğlu, buradaki mülkün devlet, millet, varlık ve dirlik demek olduğunu belirterek, ''Bu varlığın temeli çürükse çöker. Şimdi biz öyle bir noktaya geldik ki bu temel su aldı. Politika suyu aldı. Politika suyuyla bu temel çürümeye başladı'' dedi.
Mahkemelerin siyasi etki altında olduğunu savunan Ekmeleddin İhsanoğlu, ''İnsanlar bunun karşısında vicdanen rahatsızlık içinde. Taraf olanlar, mağdur olanlar, hapislerde çürütülenler, yıllarca haksız hapis yatanların uğradıkları gerçek mağduriyetin yanı sıra bu konularla ilgisi olmayan sade vatandaşın adalete olan güveni sarsılıyor. Bir ülkede adalet olan güven sarsıldığı takdirde o ülkede huzurdan, istikrardan, güvenden bahsetmek mümkün değil'' diye konuştu.
'İSLAMİYETİ REFERANS ALIYORUZ'
Bu açıdan yapılması gerekenlerin en başında kanun hakimiyetini temin etmek ve insanların adalet karşısında eşit muamele görmesini sağlamak olduğunu belirten İhsanoğlu şöyle konuştu:
''Şimdi konuşmalarımızda İslamiyeti referans alıyor, dinden imandan bahsediyoruz. Peki, Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.' Ve sahabesine diyor ki, 'Bizden önceki kavimler niye çöktü? Çünkü onlarda nüfus sahibi zenginler yanlış yaptıkları zaman üstü örtülmüştür. Zavallı gariban, fakir fukara yaptığı zamannlarda ceza tatbik edilmiştir. Bizim dinimizde böyle bir şey yoktur.' Benim kızım böyle bir şey yaparsa cezasını ben veririm' bu Hazreti Muhammed Peygamber Efendimizin sözüdür, başka kimsenin değil. Türkiye, bu adalet anlayışını görmek istiyor. Bu temel adalet anlayışını görmediği için Türkiye'de temel sıkıntılar var. Dini siyasete karıştırmıyoruz ama dindeki bu yüksek, yüce değerleri benimsememiz lazım.''
''TERSİNİ YAPMAYA KİMSENİN HAKKI YOK''
Bu değerlerin aynı zamanda evrensel değerler olduğunu kaydeden İhsanoğlu, Türkiye'nin hukuk sisteminde evrensel normları yakaladığı gün Türkiye'nin önünün açılacağını ve Türk toplumunun dünyanın en mutlu toplumlarından biri olacağını dile getirdi.
Bunun için öncelikle herkesin kanun karşısında eşit olması gerektiğini, siyasetin yargı üzerinde etkisinin olmaması ve yargının da siyaset üzerinde etkisinin olmaması gerektiğini kaydeden İhsanoğlu, ''Yargının siyaseti etkilemesini millet reddetti Ak Parti'nin önünü açtı. Bu da hukuk adına güzel bir şeydi ama şimdi bunun tersini yapmaya kimsenin hakkı yok'' dedi.
KILIÇDAROĞLU GAFI
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, son seçimlerde hangi siyasi partiye oy verdiğine ilişkin bir soruya ise cevap vermemeyi tercih etti. Ailesinin Demokrat Parti kökenli olduğunu, eşinin ailesinin ise yine Adalet Parti ve Demokrat Parti geleneği içinde daha ileri noktada Demokrat Parti'yi kuran ailelerden olduğunu anlatan İhsanoğlu, fakat Türkiye'de siyasi topografyada çok büyük değişiklik olduğunu söyledi.
14 Haziran'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanı adayı olarak kendisini açıkladığı güne dönen İhsanoğlu, konuşmasının bu noktasında yaptığı gaf nedeniyle özür dilemek durumunda kaldı.
İhsanoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun soyadını 'Alemdaroğlu' diyerek telaffuz etti salondan yükselen 'Kılıçdaroğlu' uyarısıyla ''Çok özür dilerim. Kılıçdaroğlu. Yorgunluk. Beni maruz görünüz'' dedi. İhsanoğlu, iki siyasi partinin uzlaşısının siyasi ittifaktan öte tabandaki yaklaşmanın, uzlaşmanın sonucu olduğunu söyledi. Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle konuştu:
''Türkiye'de siyasi topografyada değişiklik var. Türkiye bugün cumhurbaşkanlığı seçimlerine kararı çok farklı bir şekilde verecek. Bu kararı, istikrar içinde huzurun temin edilmesi, Türkiye'de kutuplaşma, zıtlaşma, cepheleşme, bir tarafın diğer tarafı düşman sayması, onu ötekileştirme politikalarına son verecek şekilde yapacaktır. Türkiye önümüzdeki 7 sene içerisinde siyasi istikrarı sağlamış, devletin başına devletin bütünlüğünü temsil eden fakat aynı zamanda 76 milyon aileyi kucaklayan birisini seçecektir.''
''PARTİLER ÜSTÜYÜM AMA SİYASET DIŞI DEĞİLİM''
Kendisinin parti mensubiyetinin bulunmadığını anlatan ama kendisinin bütün partilerin üstünde ama siyasetin dışında olmayan bir noktada olarak tanımlayan İhsanoğlu, görevinin sınırını, ''Ama siyasete yön veren, siyasileri kızıştıkları ya da çıkmaza girdikleri zaman siyasileri bir masa etrafında toplayan onları barıştıran ve çözüm arayan'' sözleriyle çizdi.
OYLARI REHİN ETMEMEK LAZIM
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, bir soru üzerine ilk turda yüzde 60 oy oranıyla seçimi kazanacaklarına inandıklarını söyledi. 'Eskaza şu veya bu sebepten' dolayı seçim ikinci tura kalırsa Kürt oylarının önemli bir kısmının da kendisine yöneleceğini öngördüğünü kaydeden Ekmeleddin İhsanoğlu, dün gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretine dönerek, ''Onlara dedim ki, siyasi pazarlık neticesinde bir çözüm olursa o çözüm topal aksak doğar. Bir müddet yürüyebilir. Kısa bir müddet sonra çöker. Bir siyasi hayati meselede, bu aksaklık, topallık o anlaşmayı çok kısa zamanda bitirir. O siyasi hesapla verilen tavizler çöker, siyasi taviz isteyenler kazanır, bunun başta türlü örnekleri vardır. Siyasi hesap vasıtasıyla oyları kısa vadeli rehin etmemek lazım. Ben bu mesajı verdim, sanırım yerini bulmuştur'' diye konuştu.
TURGUT ÖZAL İLE YAKINLIĞI
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 13 siyasi partinin destek kararı açıkladığı çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu eşi Füsun İhsanoğlu ile birlikte, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nı (ATSO) ziyaret etti. TOBB Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ile Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan İhsanoğlu, ardından da odanın Konferans Salonu'nda kanaat önderleriyle buluştu. CHP, MHP ve destekleyen diğer partilerin milletvekili ve parti yöneticilerinin de eşlik ettiği Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İnsanoğlu, salona girişinde ayakta alkışlandı.
Ekmeleddin İhsanoğlu, konuşmasının başında 1990'lı yıllarda Turgut Özal'ın çok yakınında olduğunu söyledi. Bunu, ''Turgut abinin çok yakınındaydım'' sözleriyle ifade etti. Özal'ın turizmde bugün gelinen noktada çok büyük emekleri olduğunu kaydeden İhsanoğlu, ''Bunu çok rahat, sessiz bir şekilde kimseye minnet etmeden, genç kurmaylarıyla birlikte yaptı. Türkiye bugün bu noktaya geldiyse gelmiş geçmiş siyaset adamların, teknokratlar, devlet adamlarının emekleriyle olmuştur. 'Bunları şunları yaptım' diye minnet ederseniz hayrı mı olur? O yüzden 'Yurtta sulh' prensibinin uygulanması lazım'' dedi.
TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİ DURDU
Türkiye'nin son yıllarda belirli bir noktaya geldikten sonra gelişmede durgunluk olduğunu belirten İhsanoğlu, ''Bunu orta gelir tuzağı olarak adlandırıyoruz. '1923'de şöyleydik, 50'de böyleydik' dediğinizde kendinizi aldatmak olur. Dünyada tek gelişen ülke Türkiye değildir. Türkiye bunlar içinde nerede esas soru budur. 'Ben iktidara geldiğimde 3 bin dolardan 10 bin dolara yükseldi' değildir. 2002'den 2008'e kadar 3 binden 8 bine dolara çıkan GSMH, 2008'den bugüne 2 bin dolar arttı. 2002'den 2008'e kadar Yunanistan'da bizim üç mislimiz 13 binden 30 bine, İspanya'da 16 binden 33 bine, Güney Kore'de 12 binden 20 bin dolara yükseldi. Biz hala 10 bin dolardayız. 4 senedir hiç ilerlemediğimiz halde de başarı olarak gösteriyor, insanlardan bu hakikatları saklıyoruz ve bir de minnet ediyoruz'' diye konuştu.
TİCARET İSRAİL ÜZERİNDEN
Bu yanlış davranışlar, politikaların neticesinde Türkiye'nin G20 grubunun içerisinden de çıkacağını kaydeden İhsanoğlu, makro göstergelerin Türkiye'de kalkınmanın zannedildiği gibi iyi gittiği manasına gelmeyeceğini söyledi. Irak'la ihracatın yüzde 35 düştüğünü, Suriye'yle bittiğini açıklayan İhsanoğlu, ''Mısır üzerinden pazara giremiyoruz ve tüm Ortadoğu ticaretimiz İsrail üzerinden yapılıyor. 'Biz İsrail'i boykot edelim' diye bağırıyor çağırıyoruz. O kadar rahat bir politika takip ediliyor ki tutar tarafı yok. Bunların hepsi millete büyük, stratejik başarı olarak sunuluyor'' dedi.
'YÜZDE 85 BORÇLU, BÖBÜRLENİYOR'
Türkiye'nin kendini siyasi iç hesaplaşma noktasında hapsettiğini ve sıkıntılarını gideremediğini kaydeden İhsanoğlu, kredi kartı, tüketici kredi ve diğer kredi borçlarının sarmal, kartopu gibi büyüdüğünü dile getirdi. İhsanoğlu, ''Söz veriyorum Cumhurbaşkanı seçildiğimde üzerine gideceğim konulardan biri fakir, bu konudaki mağdur insanların kredi borçları üzerinde duracağım. Halkın yüzde 85'i kredi borcu yükümlülüğü altında ve ondan sonra böbürlenerek büyüdüğümüzü söylüyor, böbürleniyoruz'' diye konuştu.
HALK ARTIK KAVGA İSTEMİYOR
Türkiye'de açlık sınırının 1550, yoksulluk sınırında 3 bin 650 lira olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, asgari ücretin de yoksulluk sınırın dörtte birine denk gelen 890 lira olduğunu kaydetti. Bu noktada düşünülmesini öneren İhsanoğlu, ''İnsanları kandırma, düşüncelerini polerize edip toplum mühendisliği, algı dizaynıyla yürüterek götürmek, gerçekten bunun düşünülmesi lazım. Bence Türkiye bu seçimlerde tüm bunları değerlendirecek. Çünkü halk artık kavga istemiyor'' dedi.
2001 ekonomik krizini hatırlatan Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Ahmet Necdet Sezer ve Bülent Ecevit gibi çok sakin ve efendi iki kişinin yaşadığı olayın sonucu böyleyse, bir de öfkeli birinin geldiğini düşünün'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası eleştirilerine göndermede bulunan İhsanoğlu, ''O adam ekonominin gereği neyse onu yapıyor. Farklı düşünen herkesi vatan haini diye suçlama hakkınız yok'' dedi.
DİKTATÖR BENZETMESİ
'Dünyanın neresinde vergi müfettişleri siyasi emellerle hareket ettirilip işadamlarının üzerine gönderilmiştir, nerede görülmüş?' diye soran İhsanoğlu, ''Bu diktatör dedikleri Sisi veya Esad yaptığı zaman bütün dünya ayağa kalkıyor. Bizde de buna benzer hadiseler oluyor ve biz bunu susarak karşılıyoruz. Türkiye bunları gözardı edemez ve Türkiye bu konudaki kararı 10 Ağustos'ta verecek bundan eminim. Türkiye 10 Ağustos'ta huzura kapı açacaktır. Bu huzura açılan kapı tüm partilerin desteğiyle olacaktır'' dedi.
'SAYIN BAŞBAKAN' DİYECEĞİM
'Nereden çıktı bu İhsanoğlu' diyenlere de seslenen Ekmeleddin İhsanoğlu, ''Ben söylüyorum oy vermeyin tamam ama saygıda kusur etmeyin. Ben hiç kimseye yola çıktığım günden itibaren her yerde söylediğim gibi bu yarış Türk devletinin en yüce makamına yönelik bir yarıştır. O makama layık olmak lazım. Tektir, en yücedir o makam ve layık olmak lazım. Bu yarış medenice, saygı içerisinde olsun. Maalesef bunlara fazla itibar edilmiyor. Ben Türk vatandaşı olarak her zaman 'sayın başbakan' diyeceğim, o ne derse desin'' dedi.
Seçim sürecinde bir takım iddialarla da karşılaştığını kaydeden İhsanoğlu, ''Başörtülü kızlarımızın başını açtıracakmışım. Ben Kuran'a hayatım boyunca hizmet ettim. Bu iftiralar iflasın işaretidir'' diye konuştu.
Hükümeti vesayetçilikle suçlayan İhsanoğlu, şunları söyledi:
''12 Eylül Anayasası'nın icat ettiği YÖK'ü kim korudu. 12 senedir meclis, hükümet sizin elinizde. Siz YÖK'ü kaldırmadınız bilakis güçlendirdiniz bu vesayet sistemi değil mi, niye kaldırmadınız? Meşhur bir üslupla, siz kaldırmak istedinizde biz hayır mı dedik? Sendikalar Kanunu, siyasi partiler kanunu, yüzde 10 barajı niye değiştirmediniz. Vesayet işte bunlar siz bunları muhafaza edeceksiniz, iktidar 12 senedir elinizde. Cumhurbaşkanlığı makamı da partinin kurucularından ve değiştirmediniz bu yetkileri kullandınız. Hani siz vesayete karşıydınız. Türkiye artık bunları anlamış durumdadır. Türkiye artık yeni bir ses, nefes istiyor.''
TÜRK RABİA'YA VİZE YOK
Türkiye'ye sevgi ve saygıyı ekmek, bunları büyütmek ve hem içeride hem dışarıda bunları Filistin'le de Türkmenlerle de paylaşmak istediğini anlatan İhsanoğlu, ''Ne yazık ki Türkmenlere fazla ilgi gösteremiyoruz. Bizim Uygur Türkleriyle ilgilenmemiz lazım. Uygur Türk'ü Rabia hanım Türkiye'ye vize alamıyor. Mısır'daki Rabia için ağıt yakıyoruz ama Türk Rabia için vize vermiyoruz. Onun için bu ekmeği büyüteceğiz ve paylaşacağız. Ama bu toprağı bu vatanı hiç kimseyle bölüşmeyeceğiz'' dedi.
(Kaynak: DHA)
26 Temmuz 2014 Cumartesi
Para için evlendi 45 günde boşandı.
Para İçin Yapılan Evlilik 45 Gün Sürdü!
Oyuncu Pelin Sönmez işadamı Cengiz Çolak ile ani bir kararla evlenmişti. Önceki gün boşanacaklarını duyuran Pelin Sönmez, dövme yüzünden anlaşmazlık yaşadıklarını belirtmişti. Cengiz Çolak ise 45 gün süren evliliğin perde arkasını anlattı. Para için yapılan evlilik 45 gün sürdü!
Oyuncu Pelin Sönmez işadamı Cengiz Çolak ile ani bir kararla evlenmişti. Önceki gün boşanacaklarını duyuran Pelin Sönmez, dövme yüzünden anlaşmazlık yaşadıklarını belirtmişti. Cengiz Çolak ise 45 gün süren evliliğin perde arkasını anlattı. Para için yapılan evlilik 45 gün sürdü!
ÜNLÜ OYUNCU PARASI İÇİN İŞADAMIYLA 45 GÜN EVLİ KALDI!
Güzel oyuncu Pelin Sönmez önceki gün açıklama yaparak, dövme yüzünden eşi Cengiz Çolak ile ayrıldıklarını duyurmuştu. Cengiz Çolak ise işin perde arkasını ilk kez anlattı. Pelin Sönmez ile nasıl tanıştığını, nasıl evlenmeye karar verdiğini anlatan Cengiz Çolak, Dalkılıç dövmesini silmemekte ısrar ettiğini de söyledi.
Akasya Durağı dizisinin başarılı oyuncusu Pelin Sönmez ile işadamı Cengiz Çolak sadece 45 gün evli kalabildiler. Pelin Sönmez 2009 yılında Murat Dalkılıç ile bir ilişkiye başlamış ve 3 yıl boyunca aşk yaşamışlardı. Murat Dalkılıç'tan ayrıldıktan 2 yıl sonra işadamı Cengiz Çolak ile evlilik kararı alan Pelin Sönmez, eski sevgilisini de hala unutamadı.
Cengiz Çolak, Pelin Sönmez ile ortak arkadaşları aracılığıyla tanıştığını söyledi. Aralarında bir yakınlaşmanın olduğunu söyleyen Cengiz Çolak, o sıra 8 yıl evli olduğunu ve bu evlilikten Pelin Sönmez'in de haberinin olduğunu söyledi. Pelin Sönmez'in isteğiyle boşandığını söyleyen Cengiz Çolak, bunun için büyük pişmanlık duyduğunu söyledi.
Los Angeles'te Pelin Sönmez ile evlenen Cengiz Çolak, ünlü oyuncu hakkında bazı iddialar duyduğunu fakat buna inanmak istemediğini söyledi. Fakat sonraki bazı hareketlerinden Pelin Sönmez'in açık verdiğini söyleyen Cengiz Çolak, kendisiyel parası için evlendiğini söyledi. Cengiz Çolak, kısa evlilikleri süresince Pelin Sönmez'e her konuda maddi olarak fazlasıyla yardımcı olduğunu belirtti.
Pelin Sönmez'in bacağındaki Dalkılıç dövmesini silmesini istediğini söyleyen Cengiz Çolak tepkiyle karşılandığını açıkladı. Kendi kolunda da eski eşinin adının dövmesi olduğunu söyleyen Cengiz Çolak, bu dövmenin üstünü başka bir dövme ile kapattığını söyledi. Pelin Sönmez'de Cengiz Çolak'tan bu dövmeyi silmesini istemiş. Bunun üzerine Pelin Sönmez ve Cengiz Çolak boşanma kararı aldı. Henüz boşanma davası açılmazken, Cengiz Çolak biran önce boşanmak istediğini açıkladı.
Oyuncu Pelin Sönmez işadamı Cengiz Çolak ile ani bir kararla evlenmişti. Önceki gün boşanacaklarını duyuran Pelin Sönmez, dövme yüzünden anlaşmazlık yaşadıklarını belirtmişti. Cengiz Çolak ise 45 gün süren evliliğin perde arkasını anlattı. Para için yapılan evlilik 45 gün sürdü!
Oyuncu Pelin Sönmez işadamı Cengiz Çolak ile ani bir kararla evlenmişti. Önceki gün boşanacaklarını duyuran Pelin Sönmez, dövme yüzünden anlaşmazlık yaşadıklarını belirtmişti. Cengiz Çolak ise 45 gün süren evliliğin perde arkasını anlattı. Para için yapılan evlilik 45 gün sürdü!
ÜNLÜ OYUNCU PARASI İÇİN İŞADAMIYLA 45 GÜN EVLİ KALDI!
Güzel oyuncu Pelin Sönmez önceki gün açıklama yaparak, dövme yüzünden eşi Cengiz Çolak ile ayrıldıklarını duyurmuştu. Cengiz Çolak ise işin perde arkasını ilk kez anlattı. Pelin Sönmez ile nasıl tanıştığını, nasıl evlenmeye karar verdiğini anlatan Cengiz Çolak, Dalkılıç dövmesini silmemekte ısrar ettiğini de söyledi.
Akasya Durağı dizisinin başarılı oyuncusu Pelin Sönmez ile işadamı Cengiz Çolak sadece 45 gün evli kalabildiler. Pelin Sönmez 2009 yılında Murat Dalkılıç ile bir ilişkiye başlamış ve 3 yıl boyunca aşk yaşamışlardı. Murat Dalkılıç'tan ayrıldıktan 2 yıl sonra işadamı Cengiz Çolak ile evlilik kararı alan Pelin Sönmez, eski sevgilisini de hala unutamadı.
Cengiz Çolak, Pelin Sönmez ile ortak arkadaşları aracılığıyla tanıştığını söyledi. Aralarında bir yakınlaşmanın olduğunu söyleyen Cengiz Çolak, o sıra 8 yıl evli olduğunu ve bu evlilikten Pelin Sönmez'in de haberinin olduğunu söyledi. Pelin Sönmez'in isteğiyle boşandığını söyleyen Cengiz Çolak, bunun için büyük pişmanlık duyduğunu söyledi.
Los Angeles'te Pelin Sönmez ile evlenen Cengiz Çolak, ünlü oyuncu hakkında bazı iddialar duyduğunu fakat buna inanmak istemediğini söyledi. Fakat sonraki bazı hareketlerinden Pelin Sönmez'in açık verdiğini söyleyen Cengiz Çolak, kendisiyel parası için evlendiğini söyledi. Cengiz Çolak, kısa evlilikleri süresince Pelin Sönmez'e her konuda maddi olarak fazlasıyla yardımcı olduğunu belirtti.
Pelin Sönmez'in bacağındaki Dalkılıç dövmesini silmesini istediğini söyleyen Cengiz Çolak tepkiyle karşılandığını açıkladı. Kendi kolunda da eski eşinin adının dövmesi olduğunu söyleyen Cengiz Çolak, bu dövmenin üstünü başka bir dövme ile kapattığını söyledi. Pelin Sönmez'de Cengiz Çolak'tan bu dövmeyi silmesini istemiş. Bunun üzerine Pelin Sönmez ve Cengiz Çolak boşanma kararı aldı. Henüz boşanma davası açılmazken, Cengiz Çolak biran önce boşanmak istediğini açıkladı.
Arabasını kurtarmak için direk dansı yaptı.
Aracını Kurtarmak İçin Striptiz Yaptı
Rusya'da aracı çekilen bir kadın sürücü, görevlileri durdurmak için striptiz yapmaya başladı.
Otomobili çekiciye yüklenen bir kadın sürücü, görevlileri durdurmak için kamyona bindi, bir anda soyunmaya başladı. Polisleri, aracı serbest bırakmaya ikna etmeye çalışan kadın striptiz yaptı. Direk dansı bile yapan genç sürücü tüm çabasına karşın aracını kurtaramadı.
Sosyal medyada izlenme rekorları kıran görüntüler için yorum yağdı. Bazı kullanıcılar "Rus sistemini test etmek için daha fazla efor sarfetmeliydi" görüşünü dile getirdi.
Rusya'da aracı çekilen bir kadın sürücü, görevlileri durdurmak için striptiz yapmaya başladı.
Otomobili çekiciye yüklenen bir kadın sürücü, görevlileri durdurmak için kamyona bindi, bir anda soyunmaya başladı. Polisleri, aracı serbest bırakmaya ikna etmeye çalışan kadın striptiz yaptı. Direk dansı bile yapan genç sürücü tüm çabasına karşın aracını kurtaramadı.
Sosyal medyada izlenme rekorları kıran görüntüler için yorum yağdı. Bazı kullanıcılar "Rus sistemini test etmek için daha fazla efor sarfetmeliydi" görüşünü dile getirdi.
Bade İşçil, 'Baby Shower' Partisi
Kısa süre önce Tuba Ünsal ve Demet Akalın’ın yapmış olduğu ‘Baby Shower’ partileri için “Çok gereksiz buluyorum, o yüzden parti vermem” diyen güzel oyuncu doğacak oğlu için parti düzenledi.
SOSYAL MEDYADA ORTAYA ÇIKTI
Ulus Savoy’daki evinde düzenlediği partide dostlarını çekim yapmamaları konusunda sıkı sıkı tembihleyen İşçil, bunda pek de başarılı olamadı. 8 aylık hamile İşçil’in bir arkadaşı Instagram hesabından partide yaşananları paylaşınca genç oyuncu ne yapacağını bilemedi. İşçil, arkadaşlarıyla bol bol fotoğraf çektirirken misafirlerine hatıra olarak küçük oyuncaklar verdi.
IŞİD bir camiyi daha havaya uçurdu.
IRAK'ın Musul kentinde Osmanlı valisi Mustafa Paşa tarafından 1057 hicri yılında inşa edilen Hz. Şit peygamber Camii, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör orgütü tarafından patlatıldı.
Patlama anını sosyal paylaşım sitelerinde paylaşan görgü tanıklarına göre, cami cuma namazından sonra IŞİD militanları tarafından boşaltıldı ve içine bombalar yerleştirilerek uzaktan kumandayla havaya uçuruldu. Patlama anı kameralara yansıdı.
Dün ödül verdi bugün ...
22 Temmuz Operasyonu'nda gözaltına alınan 92 şüpheliden 66'sı savcılık işlemlerinin ardından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye gönderilirken, 26'sı serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan başarı ödülü alan 4. Sınıf Emniyet Müdürü Murat Çetiner de bulunuyor.
Çok sayıda polisin gözaltına alındığı operasyon kapsamında dün 92 şüpheli Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. ''Yasa dışı dinleme'' iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen, aralarında eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 17 kişinin savcılık sorguları tamamlandı. Bu kişiler, savcılık işlemlerinin bitmesinin ardından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. “Casusluk'' iddialarıyla ilgili gözaltına alınan aralarında Yurt Atayün'ün de bulunduğu 75 şüpheli sorguları ise gece saatlerinde son buldu. Savcılık bu grup içerisinde bulunan 49 kişiyi tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etti. 17 şüpheli polisin ise serbest bırakılmasına karar verdi.
Başbakandan ödül almıştı
Operasyon kapsamında Gaffar Polis Okulu'nda görevli Emniyet Müdürü Murat Çetine’de gözaltına alınmıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde eylem yapan aileler arasında bulunan Murat Çetiner’in annesi Ayşe Çetiner “Oğlum bu emniyette yıllarca görev yaptı. Bilişim Şube’de görev yaptı, İstanbul’un birçok tarafına MOBESE kameraları döşedi. Bu çalışmalarıyla ilgili sayısız ödül ve teşekkür aldı. Oğlum bizzat Başbakan ve Muammer Güler’in elinden de ödül aldı. Şimdi ise gözaltında tutuluyor. Benim oğlumun bir suçu yok. Haram yemedi, kimseye haksızlık yapmadı “demişti. Emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edilen Murat Çetiner serbest bırakıldı.
Çok sayıda polisin gözaltına alındığı operasyon kapsamında dün 92 şüpheli Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. ''Yasa dışı dinleme'' iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen, aralarında eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 17 kişinin savcılık sorguları tamamlandı. Bu kişiler, savcılık işlemlerinin bitmesinin ardından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. “Casusluk'' iddialarıyla ilgili gözaltına alınan aralarında Yurt Atayün'ün de bulunduğu 75 şüpheli sorguları ise gece saatlerinde son buldu. Savcılık bu grup içerisinde bulunan 49 kişiyi tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etti. 17 şüpheli polisin ise serbest bırakılmasına karar verdi.
Başbakandan ödül almıştı
Operasyon kapsamında Gaffar Polis Okulu'nda görevli Emniyet Müdürü Murat Çetine’de gözaltına alınmıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde eylem yapan aileler arasında bulunan Murat Çetiner’in annesi Ayşe Çetiner “Oğlum bu emniyette yıllarca görev yaptı. Bilişim Şube’de görev yaptı, İstanbul’un birçok tarafına MOBESE kameraları döşedi. Bu çalışmalarıyla ilgili sayısız ödül ve teşekkür aldı. Oğlum bizzat Başbakan ve Muammer Güler’in elinden de ödül aldı. Şimdi ise gözaltında tutuluyor. Benim oğlumun bir suçu yok. Haram yemedi, kimseye haksızlık yapmadı “demişti. Emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edilen Murat Çetiner serbest bırakıldı.
Gamze Balım Bal gibi.
Fashion TV Modellik Yarışması’nda Türkiye ikinci güzeli seçilen Gamze Balım, Can Tanrıyar’la fotoğraflandıktan sonra magazin gündemine oturdu.
İlk kez konuştu, “Yeni bir Petek Dinçöz mü doğuyor?” sorusunu kendisi cevapladı: “ Hiçbir zaman dikkatimi çekmedi. Ne bir şarkısını dinledim, ne de ekranda gördüğümde ‘güzel bir kadın’ dedim”
Can Tanrıyar’la bir hafta için magazinin manşetlerini kapladınız. Modellik yaptığınızı anladık. Onun dışında siz kimsiniz?
- İzmir'de doğup büyüdüm. Annem ev kadını. Babam özel sektörde çalışıyor. Anneme ve bana çok düşkün, kıskanç bir adam. Dışarıdan bana zarar geleceğini düşünerek hep koruma içgüdüsüyle hareket eder.
Babanızın kıskançlığı işe yaramamış anlaşılan. Henüz 18 yaşında güzellik yarışmasına katılmışsınız...
14 yaşında gırtlak kanserine yakalandım. Peruk ve maskeyle dolaşırken insanların bakışları beni en az hastalık kadar yıprattı. Herkesin baktığı güzel bir kız olduğumu kanıtlamak için modelliğe başladım. İç dünyama etkisiyse erken olgunlaşmak oldu. 50 yaşında bir kadın gibi davranmaya başladım. Bazen Can’ın yanında anneannesi gibi kalıyorum. 33 yaş büyük olsa da genç ruhlu o, hızına yetişmek mümkün değil.
Aslında beni yarışmaya götüren hikâye bambaşka.
Anlatın da öğrenelim o zaman?
- 14 yaşındaydım o yaz nefes alıp vermelerimde zorluklar başladı. Sesim gittikçe kalınlaştı. Dondurma yediğim için oldu diye düşünüyorduk. Ama bir gün tamamen nefes alamayacak noktaya geldim ve tıkandım. Nefes alamıyordum. Hemen Dokuz Eylül Üniversitesi hastanesine gittik. Gırtlak kanseri teşhisi kondu.
Hastalığınızı ilk öğrendiğiniz ânı hatırlıyor musunuz?
- Evet, doktor annem ve babama akrabalarımızda daha önce kanser hastalığı olup olmadığını sordu. Babamın babaaanneside gırtlak kanserinden vefat etmiş. Doktorlar benim hastalığımın genetik olduğunu düşündü. Beni karşılarına alıp konuştuklarında, kanserin ilaçla geçen bir şey olduğunu sanıyordum. Ama hastalık son evreye gelmişti. Bir yıla yakın tedavi görmem gerekti.
O yaşta bu kadar ağır bir hastalığı nasıl taşıdınız?
- En büyük motivasyon kaynağım annemdi. Önce saçlarımı ve kaşlarımı kaybettim. Kortizonlu ilaçlar yüzünden 10 kilo aldım. Uzun süre vücudum tedaviye yanıt vermedi. Doktorlar son ana kadar beslenmek için gırtlağımı delmek istemedi. Tedavi sürecinde ses tellerim yandı. Kemoterapiyi radyoterapiyle birlikte almaya başlayınca tedaviye olumlu yanıt verdim.
Hastalık süreci sizde neleri değiştirdi?
- Bir daha eski Gamze olamadım. 14 yaşımda 50 yaşında bir kadın gibi düşünmeye başladım. Yaşıtlarım gibi deli dolu hareket edemedim.
Peki modellik ve güzellik yarışmasıyla bütün bunların bağlantısı ne?
- İnsanlar peruk taktığım ve maskeyle dolaştığım sürede sürekli bana bakıyordu. Gördüğüm tepkiler beni tedavi sürecinden daha çok üzdü. Kendimi kendime kanıtlamak için lise ikinci sınıfta modelliğe başladım. Herkesin baktığı güzel kız olmak istedim. 2012 Türkiye Güzellik Yarışması’na katıldım. İlk 20 arasında kaldım. Küçüktüm ve belki hazır değildim ama iyi bir tecrübe kazandım. Okumayı da bırakmadım. Beykent Üniversitesi’nde Radyo Televizzyon Bölümü’nü kazanıp İstanbul’a geldim.
CAN BENİ ‘İŞ GİBİ’ GÖRMÜŞ
Can Tanrıyar’la nerede tanıştınız?
-Bodrum’da... İkincilik kazandığım Fashion TV modellik yarışmasından hemen sonra karşı karşıya geldik.
Yıldırım aşkı mı?
-Valla adam ben podyumdayken bana o kadar çok bakıyordu ki, ben de öyle sandım önce. Ama o beni ‘iş gibi’ görmüş meğer.
Nasıl yani?
- “Senin gözlerinde önemli bir ışık gördüm” dedi. Yarışmadan sonra ben İzmir’e gittim sonra İstanbul’da buluştuk. Modellik için çektirdiğim fotoğraflarımı yetersiz buldu. Zeynel Abidin Ağgül’le fotoğraf çekimleri yaptırdı.
Birlikte misiniz, değil misiniz?
- Can bana her anlamda çok şey öğretiyor. Bir isim koyamam ilişkimize. Her şeyden arınmış insanlar olarak, bir şeyler paylaşıyoruz.
Edebi bir yanıt ama tatmin edici değil. Aradaki 33 yaş sizin için problem değil mi?
- Yaş farkı şu an problem gibi görünmüyor. Can genç ruhlu. Yaşadıklarımın olgunluğuyla Can’ın yanında anneannesi gibi kalıyorum. Onun hızına yetişmek mümkün değil.
Karşınızdaki magazin dünyasının tanıdığı Can Tanrıyar değil de 53 yaşında kimsenin tanımadığı biri olsaydı ne olurdu?
- Farklı bir ortamda tanışıp özünü tanısaydım tabii olabilir.
İlk kez konuştu, “Yeni bir Petek Dinçöz mü doğuyor?” sorusunu kendisi cevapladı: “ Hiçbir zaman dikkatimi çekmedi. Ne bir şarkısını dinledim, ne de ekranda gördüğümde ‘güzel bir kadın’ dedim”
Can Tanrıyar’la bir hafta için magazinin manşetlerini kapladınız. Modellik yaptığınızı anladık. Onun dışında siz kimsiniz?
- İzmir'de doğup büyüdüm. Annem ev kadını. Babam özel sektörde çalışıyor. Anneme ve bana çok düşkün, kıskanç bir adam. Dışarıdan bana zarar geleceğini düşünerek hep koruma içgüdüsüyle hareket eder.
Babanızın kıskançlığı işe yaramamış anlaşılan. Henüz 18 yaşında güzellik yarışmasına katılmışsınız...
14 yaşında gırtlak kanserine yakalandım. Peruk ve maskeyle dolaşırken insanların bakışları beni en az hastalık kadar yıprattı. Herkesin baktığı güzel bir kız olduğumu kanıtlamak için modelliğe başladım. İç dünyama etkisiyse erken olgunlaşmak oldu. 50 yaşında bir kadın gibi davranmaya başladım. Bazen Can’ın yanında anneannesi gibi kalıyorum. 33 yaş büyük olsa da genç ruhlu o, hızına yetişmek mümkün değil.
Aslında beni yarışmaya götüren hikâye bambaşka.
Anlatın da öğrenelim o zaman?
- 14 yaşındaydım o yaz nefes alıp vermelerimde zorluklar başladı. Sesim gittikçe kalınlaştı. Dondurma yediğim için oldu diye düşünüyorduk. Ama bir gün tamamen nefes alamayacak noktaya geldim ve tıkandım. Nefes alamıyordum. Hemen Dokuz Eylül Üniversitesi hastanesine gittik. Gırtlak kanseri teşhisi kondu.
Hastalığınızı ilk öğrendiğiniz ânı hatırlıyor musunuz?
- Evet, doktor annem ve babama akrabalarımızda daha önce kanser hastalığı olup olmadığını sordu. Babamın babaaanneside gırtlak kanserinden vefat etmiş. Doktorlar benim hastalığımın genetik olduğunu düşündü. Beni karşılarına alıp konuştuklarında, kanserin ilaçla geçen bir şey olduğunu sanıyordum. Ama hastalık son evreye gelmişti. Bir yıla yakın tedavi görmem gerekti.
O yaşta bu kadar ağır bir hastalığı nasıl taşıdınız?
- En büyük motivasyon kaynağım annemdi. Önce saçlarımı ve kaşlarımı kaybettim. Kortizonlu ilaçlar yüzünden 10 kilo aldım. Uzun süre vücudum tedaviye yanıt vermedi. Doktorlar son ana kadar beslenmek için gırtlağımı delmek istemedi. Tedavi sürecinde ses tellerim yandı. Kemoterapiyi radyoterapiyle birlikte almaya başlayınca tedaviye olumlu yanıt verdim.
Hastalık süreci sizde neleri değiştirdi?
- Bir daha eski Gamze olamadım. 14 yaşımda 50 yaşında bir kadın gibi düşünmeye başladım. Yaşıtlarım gibi deli dolu hareket edemedim.
Peki modellik ve güzellik yarışmasıyla bütün bunların bağlantısı ne?
- İnsanlar peruk taktığım ve maskeyle dolaştığım sürede sürekli bana bakıyordu. Gördüğüm tepkiler beni tedavi sürecinden daha çok üzdü. Kendimi kendime kanıtlamak için lise ikinci sınıfta modelliğe başladım. Herkesin baktığı güzel kız olmak istedim. 2012 Türkiye Güzellik Yarışması’na katıldım. İlk 20 arasında kaldım. Küçüktüm ve belki hazır değildim ama iyi bir tecrübe kazandım. Okumayı da bırakmadım. Beykent Üniversitesi’nde Radyo Televizzyon Bölümü’nü kazanıp İstanbul’a geldim.
CAN BENİ ‘İŞ GİBİ’ GÖRMÜŞ
Can Tanrıyar’la nerede tanıştınız?
-Bodrum’da... İkincilik kazandığım Fashion TV modellik yarışmasından hemen sonra karşı karşıya geldik.
Yıldırım aşkı mı?
-Valla adam ben podyumdayken bana o kadar çok bakıyordu ki, ben de öyle sandım önce. Ama o beni ‘iş gibi’ görmüş meğer.
Nasıl yani?
- “Senin gözlerinde önemli bir ışık gördüm” dedi. Yarışmadan sonra ben İzmir’e gittim sonra İstanbul’da buluştuk. Modellik için çektirdiğim fotoğraflarımı yetersiz buldu. Zeynel Abidin Ağgül’le fotoğraf çekimleri yaptırdı.
Birlikte misiniz, değil misiniz?
- Can bana her anlamda çok şey öğretiyor. Bir isim koyamam ilişkimize. Her şeyden arınmış insanlar olarak, bir şeyler paylaşıyoruz.
Edebi bir yanıt ama tatmin edici değil. Aradaki 33 yaş sizin için problem değil mi?
- Yaş farkı şu an problem gibi görünmüyor. Can genç ruhlu. Yaşadıklarımın olgunluğuyla Can’ın yanında anneannesi gibi kalıyorum. Onun hızına yetişmek mümkün değil.
Karşınızdaki magazin dünyasının tanıdığı Can Tanrıyar değil de 53 yaşında kimsenin tanımadığı biri olsaydı ne olurdu?
- Farklı bir ortamda tanışıp özünü tanısaydım tabii olabilir.
Zehra büyüdü tek başına tatile çıktı.
Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu’nun kızları Zehra, bu yaz tatile ailesi yerine arkadaşlarıyla çıktı.
Arasında erkek arkadaşının da bulunduğu kalabalık bir grupla Alaçatı’ya giden Zehra, oteline yerleşir yerleşmez soluğu Sole Mare Beach’te aldı.
Analı oğullu doya doya tatil.
“Analı oğullu” dizisinin genç oyuncusu Sera Tokdemir, tatile oğlu Boran’la çıktı.
İkili, önceki gün Bodrum-Kuum Otel’in plajında görüntülendi.
25 Temmuz 2014 Cuma
Passolig satışı 110 bine ulaştı
Passolig Genel Menajeri Enis Tuna , şu an kart satışlarında 110 bine ulaştıklarını , yıl sonunda ise milyonlu rakamlara çıkmayı hedeflediklerini söyledi.
Tuna , 100 bininci Passolig kartını alan Mersin İdmanyurdu taraftarı Gültekin Akıncı ya hediyesini ve kartını Mersin İdmanyurdu kulüp binasında düzenlenen törenle teslim etti. Tuna , burada yaptığı açıklamada , ciddi anlamda yatırım yaptıklarını , Türkiye deki futbol ekonomisine 10 yıl içinde 400 milyon lira ilave katkı sağlayacak bir yatırım gerçekleştirdiklerini belirtti. Tüm kulüplerin maçlarını yapacakları statlardaki teknik düzenlemeler için de 100 milyon lira yatırım yaptıklarını aktaran Tuna , 10 yıl içinde kulüplere 150 milyon lira ödemeyi garanti ettiklerini hatırlattı.
Tuna , kartın alınmasıyla hem kulübe katkı sağlandığını hem de maçların güvenli şekilde izlenmesine olanak tanındığını söyledi.
Tuna , 100 bininci Passolig kartını alan Mersin İdmanyurdu taraftarı Gültekin Akıncı ya hediyesini ve kartını Mersin İdmanyurdu kulüp binasında düzenlenen törenle teslim etti. Tuna , burada yaptığı açıklamada , ciddi anlamda yatırım yaptıklarını , Türkiye deki futbol ekonomisine 10 yıl içinde 400 milyon lira ilave katkı sağlayacak bir yatırım gerçekleştirdiklerini belirtti. Tüm kulüplerin maçlarını yapacakları statlardaki teknik düzenlemeler için de 100 milyon lira yatırım yaptıklarını aktaran Tuna , 10 yıl içinde kulüplere 150 milyon lira ödemeyi garanti ettiklerini hatırlattı.
Tuna , kartın alınmasıyla hem kulübe katkı sağlandığını hem de maçların güvenli şekilde izlenmesine olanak tanındığını söyledi.
Seyircisiz oynama cezalarında değişiklik yapıldı
Seyircisiz oynama cezalarında değişiklik
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) , Futbol Disiplin Talimatı nda yapılan revizyon sonrası bazı kulüplerin , çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle geçen sezon aldığı ve infazı tamamlanmayan Seyircisiz oynama cezalarında
Federasyondan yapılan açıklamada , kurulun , geçen sezon PTT 1. Lig play-off finalinde Mersin İdmanyurdu ile Samsunspor arasında İstanbul da oynanan karşılaşmada taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle Mersin İdmanyurdu na verdiği 1 resmi müsabakayı kendi sahasında Seyircisiz oynama ve 52 bin lira para cezasını , 10 bin lira para cezasına çevirdiği bildirildi.
Kurul ayrıca , Spor Toto 2. Lig takımlarından Hatayspor un 1 resmi müsabakayı kendi sahasında Seyircisiz oynama ve 65 bin lira para cezasını 4 bin liraya çevirdi. Spor Toto 2. Lig e çıkan Fatih Karagümrük ün yanı sıra Spor Toto 3. Lig ekiplerinden Elibol Sandıklıspor un , 1 resmi müsabakayı kendi sahasında oynama ve 10 bin 500 liralık cezaları bin lira olarak değiştirilirken , yine 3. Lig takımlarından
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) , Futbol Disiplin Talimatı nda yapılan revizyon sonrası bazı kulüplerin , çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle geçen sezon aldığı ve infazı tamamlanmayan Seyircisiz oynama cezalarında
Federasyondan yapılan açıklamada , kurulun , geçen sezon PTT 1. Lig play-off finalinde Mersin İdmanyurdu ile Samsunspor arasında İstanbul da oynanan karşılaşmada taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle Mersin İdmanyurdu na verdiği 1 resmi müsabakayı kendi sahasında Seyircisiz oynama ve 52 bin lira para cezasını , 10 bin lira para cezasına çevirdiği bildirildi.
Kurul ayrıca , Spor Toto 2. Lig takımlarından Hatayspor un 1 resmi müsabakayı kendi sahasında Seyircisiz oynama ve 65 bin lira para cezasını 4 bin liraya çevirdi. Spor Toto 2. Lig e çıkan Fatih Karagümrük ün yanı sıra Spor Toto 3. Lig ekiplerinden Elibol Sandıklıspor un , 1 resmi müsabakayı kendi sahasında oynama ve 10 bin 500 liralık cezaları bin lira olarak değiştirilirken , yine 3. Lig takımlarından
Bu Televizyonda sadece peçeli kadınlar çalışacak.
Bu kanalda yalnızca peçeli kadınlar çalışacak
Mısır da test yayınına başlayan bir uydu kanalı , yönetici ve editörlerinin sadece peçeli kadınlardan oluşması nedeniyle tartışmalara yol açtı.
"Mariye" adlı kanalın yöneticisi Şeyha Safa , Mısır medyasına yaptığı açıklamada , yeni kanalın çalışanlarının tamamen kadınlardan oluşacağını , erkeklerin editoryal politikalar ve yayın içeriklerine müdahale etmelerine izin verilmeyeceğini açıkladı.
Safa , bununla birlikte kanalın sahibi selefi Şeyh Ebu İslam Abdullah ın , medya uzmanlığı ve ilmi birikimi dolayısıyla istişari görev alacağını belirtti.
Kanalın , örtülü kadınların maruz kaldığı adaletsizliği ortadan kaldırmayı hedeflediğini kaydeden Safa , kadınların ihtiyaçlarının yine en iyi onlar tarafından dile getirilebileceği gerekçesiyle kanalın çalışmalarının kadınlar tarafından yürütüleceğini ifade etti.
"PEÇELİ SUNUCU OLMAZ"
Peçeli kanala" tepki gösteren Mısır ın önde gelen televizyon sunucusu Tarık Habib , peçenin suç işlemek için kullandığına işaret ederek , milyonlarca izleyicinin karşısında konuşan sunucuların kimliği ve cinsiyetlerinin bilinmesi gerektiğini savundu.
Mısırlı sanatçı Athar el-Hakim de bir kadın dergisine verdiği röportajda, "Televizyon ekranında konuşanların kimliğini bilmek benim hakkım. Peçe, bir ulusal güvenlik sorunudur ve dini çeşitliliğe rağmen Mısır toplumunda kabul edilemez" diye konuştu.
Kanalın isminin, Hz. Peygamberin oğlu İbrahim'in annesi Mariye'den alındığı belirtiliyor.
İlk Türk markası otomobil
Karsan V1, tamamı Türk mühendislerce geliştirilip yurtdışında bir fuarda sergilenen ilk Türk markası oldu. Ford Transit ailesinin yeni aracı Tourneo Custom da Cenevre’de büyük ilgi gördü
Cenevre Fuarı, Türk otomotiv sektöründe adeta bir tarih yazdı. Karsan, V1 konsepti ile Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtım gerçekleştiren ilk Türk markası olurken, yerli marka otomobil konusunda çalışmalara destek olan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da Karsan’ı yalnız bırakmadı. Çağlayan, “İşte sayın başbakanımızın sözünü ettiği babayiğit burada” ifadesini kullandı.
Karsan’ın New York taksi ihalesi için geliştirdiği, ihalede kaybetmesine rağmen geliştirme çabalarına devam ettiği V1 konsepti, Cenevre’de sahne aldı. Tasarımından, yürüyen aksamına yüzde 100 Türk mühendislerinin geliştirdiği araç, yurtdışında bir fuarda sergilenen ilk Türk markası oldu.
Adını ‘Delikanlı’ koydu
Türkiye’den Avrupa ve Asya’ya ihraç edilecek olan Ford Transit ailesinin yeni aracı Tourneo Custom konsepti de, Cenevre Fuarı’nda Ford Başkanı Alan Mulally ve Ford Avrupa Başkanı Stephen Odell tarafından tanıtıldı.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç da fuara katılarak ortak üretim yaptıkları Ford ve Fiat standlarını ziyaret etti. Rahmi Koç, “Türkiye’de ürettiğimiz en iyi araç diyebilirim Tourneo için. Yeni bir müşteri kitlesine hitap edecek. 420 bin araç üreteceğiz” diye konuştu.
Fuarda “yerli otomobil” konusuna büyük önem veren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, milletvekilleri, bakanlık müsteşarları da hazır bulundu. Çağlayan, Karsan’ın geliştirdiği V1 konseptini inceleyip bilgi aldıktan sonra şakayla karışık otomobilin adını “delikanlı” olarak koyduğunu belirterek şunları söyledi:
“Sayın Başbakanımızın ‘Yerli otomobil istiyorum var mı babayiğit?’ dediği buydu. Burada ‘Babayiğit’i görüyoruz. İşin artık ikinci merhalesine geçeceğiz. Önemli bunun Türkiye’de yapılması.”
Çağlayan, Karsan Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç ve Karsan Murahhas Azası Jan Nahum’u kutlarken, “Eskiden otomobil fuarlarına kız almaya gelirdim. Bu kez damadı görücüye çıkardık” dedi. Çağlayan, Türkiye’de üretimi olan, Toyota, Renault, Hyundai, Fiat ve Ford’un standlarını da dolaştı.
Cenevre Fuarı, Türk otomotiv sektöründe adeta bir tarih yazdı. Karsan, V1 konsepti ile Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtım gerçekleştiren ilk Türk markası olurken, yerli marka otomobil konusunda çalışmalara destek olan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da Karsan’ı yalnız bırakmadı. Çağlayan, “İşte sayın başbakanımızın sözünü ettiği babayiğit burada” ifadesini kullandı.
Karsan’ın New York taksi ihalesi için geliştirdiği, ihalede kaybetmesine rağmen geliştirme çabalarına devam ettiği V1 konsepti, Cenevre’de sahne aldı. Tasarımından, yürüyen aksamına yüzde 100 Türk mühendislerinin geliştirdiği araç, yurtdışında bir fuarda sergilenen ilk Türk markası oldu.
Adını ‘Delikanlı’ koydu
Türkiye’den Avrupa ve Asya’ya ihraç edilecek olan Ford Transit ailesinin yeni aracı Tourneo Custom konsepti de, Cenevre Fuarı’nda Ford Başkanı Alan Mulally ve Ford Avrupa Başkanı Stephen Odell tarafından tanıtıldı.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç da fuara katılarak ortak üretim yaptıkları Ford ve Fiat standlarını ziyaret etti. Rahmi Koç, “Türkiye’de ürettiğimiz en iyi araç diyebilirim Tourneo için. Yeni bir müşteri kitlesine hitap edecek. 420 bin araç üreteceğiz” diye konuştu.
Fuarda “yerli otomobil” konusuna büyük önem veren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, milletvekilleri, bakanlık müsteşarları da hazır bulundu. Çağlayan, Karsan’ın geliştirdiği V1 konseptini inceleyip bilgi aldıktan sonra şakayla karışık otomobilin adını “delikanlı” olarak koyduğunu belirterek şunları söyledi:
“Sayın Başbakanımızın ‘Yerli otomobil istiyorum var mı babayiğit?’ dediği buydu. Burada ‘Babayiğit’i görüyoruz. İşin artık ikinci merhalesine geçeceğiz. Önemli bunun Türkiye’de yapılması.”
Çağlayan, Karsan Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç ve Karsan Murahhas Azası Jan Nahum’u kutlarken, “Eskiden otomobil fuarlarına kız almaya gelirdim. Bu kez damadı görücüye çıkardık” dedi. Çağlayan, Türkiye’de üretimi olan, Toyota, Renault, Hyundai, Fiat ve Ford’un standlarını da dolaştı.
Arabalar yapraklamı çalışacak
Arabalar yapraklamı çalışacak
Teknolojide her gün dudak uçaklatan gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan sonuncusu da otomotiv teknolojisinden geldi:
Fotosentezden sonra karbonhidrat yerine araba ve uçaklarda da kullanılabilecek yakıt üreten yaprak geliştirildi.
Ayrıca yaprak yakıtının tüketilmesi halinde, atmosfere fazladan gaz salınmamış olunuyor ve çevreye zarar verilmiyor.
Daily Telegraph'ın haberine göre Glasgow Üniversitesi bilim insanları, öyle bir yapay yaprak ürettiler ki, bu yapraktan elde edilen ürünün ne olduğunu duyan şaşırıyor. “Turbo gücünde” diye tarif edilen bu ürünler, aslında bildiğimiz yapraktan farksız olarak, fotosentezle besleniyor. Ancak fark beslenmede değil, üretimde.
Teknolojide her gün dudak uçaklatan gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan sonuncusu da otomotiv teknolojisinden geldi:
Fotosentezden sonra karbonhidrat yerine araba ve uçaklarda da kullanılabilecek yakıt üreten yaprak geliştirildi.
Ayrıca yaprak yakıtının tüketilmesi halinde, atmosfere fazladan gaz salınmamış olunuyor ve çevreye zarar verilmiyor.
Daily Telegraph'ın haberine göre Glasgow Üniversitesi bilim insanları, öyle bir yapay yaprak ürettiler ki, bu yapraktan elde edilen ürünün ne olduğunu duyan şaşırıyor. “Turbo gücünde” diye tarif edilen bu ürünler, aslında bildiğimiz yapraktan farksız olarak, fotosentezle besleniyor. Ancak fark beslenmede değil, üretimde.
Argan Yağının Cilde faydaları nelerdir
Argan Yağı Cilde faydası
Argan Yağının Cilde faydaları nelerdir
Argan yağının daha fazla etki göstermesi için yüzünüze sürmeden önce temizlemeniz şarttır. Temizlemiş olduğunuz yüzünüze sadece birkaç damla uygulamak yeterli olacaktır. Argan yağı gün içinde ya da gece yatmadan önce yüze uygulanabilir. Parmağınızın ucuna birkaç damla argan yağı damlatın ve parmaklarınızı birbirine sürterek yağın biraz ısınmasını sağlayın. Parmaklarınızla tüm yüz bölgenize nazikçe masaj yaparak argan yağını yüzünüze uygulayın. Yağ çabucak cildinize nüfuz edecek ve cildinizin canlandığını göreceksiniz.
Kırışıklıkları azaltarak cildinizin sıklaşmasını sağlar.
Sivilce tedavisinde oldukça etkilidir.
Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
Güneş (UHV zararlı ışınları), sigara, stres, çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cildinizi canlandırır.
Ciltteki tahriş ve iltihaplanmayı azaltabilir.
Göz altı kırışıklıklarında etkilidir.
Hamilelik çatlaklarının önlenmesinde faydalıdır.
Hem kuru hem de yağlı ciltler için kullanıma uygundur.
Argan Yağı Vücuda nasıl uygulanmalı
Argan yağı masaj için de son derece uygun bir üründür. Tercihen duştan sonra temiz vücuda avuç içinde ısıtılarak uygulanması en etkili sonuçları verir. Vücut tarafından kolayca emilmektedir ve diğer yağlarda olduğu gibi yapışkan bir formda değildir, bu nedenle masaj sonrası tekrar duş alınması gerekmemektedir.
Argan Yağının Cilde faydaları nelerdir
Argan yağının daha fazla etki göstermesi için yüzünüze sürmeden önce temizlemeniz şarttır. Temizlemiş olduğunuz yüzünüze sadece birkaç damla uygulamak yeterli olacaktır. Argan yağı gün içinde ya da gece yatmadan önce yüze uygulanabilir. Parmağınızın ucuna birkaç damla argan yağı damlatın ve parmaklarınızı birbirine sürterek yağın biraz ısınmasını sağlayın. Parmaklarınızla tüm yüz bölgenize nazikçe masaj yaparak argan yağını yüzünüze uygulayın. Yağ çabucak cildinize nüfuz edecek ve cildinizin canlandığını göreceksiniz.
Kırışıklıkları azaltarak cildinizin sıklaşmasını sağlar.
Sivilce tedavisinde oldukça etkilidir.
Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
Güneş (UHV zararlı ışınları), sigara, stres, çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cildinizi canlandırır.
Ciltteki tahriş ve iltihaplanmayı azaltabilir.
Göz altı kırışıklıklarında etkilidir.
Hamilelik çatlaklarının önlenmesinde faydalıdır.
Hem kuru hem de yağlı ciltler için kullanıma uygundur.
Argan Yağı Vücuda nasıl uygulanmalı
Argan yağı masaj için de son derece uygun bir üründür. Tercihen duştan sonra temiz vücuda avuç içinde ısıtılarak uygulanması en etkili sonuçları verir. Vücut tarafından kolayca emilmektedir ve diğer yağlarda olduğu gibi yapışkan bir formda değildir, bu nedenle masaj sonrası tekrar duş alınması gerekmemektedir.
'Evimden çaldıkları parayla beach açmışlar'
'Evimden çaldıkları parayla...'
Demet Akalın evine giren hırsızlara ateş püskürdü.
Popçu Demet Akalın evine giren hırsızlara sinirlendi. Akalın, hırsızların, Marmaris'te bir işletme açtıklarını ve kendisini de konser vermek için iş teklifinde bulunduklarını iddia etti.
Ünlü şarkıcı, Twitter hesabından evine giren hırsızlara ateş püskürdü, ünlü sanatçı şu paylaşımlarda bulundu:
"Evimden çaldıkları parayla Marmaris'te beach açan uyanıklar rol değiştirip beni konsere çağırıyorlar! Allah belanızı versin bu mübarek günde!.. Kan irin olsun her damlanız benim alın terimi çaldığınız için, sürüm sürüm sürünün, öbür dünyada yatacak yeriniz yok! böyle adaletin de te içine!"
Demet Akalın evine giren hırsızlara ateş püskürdü.
Popçu Demet Akalın evine giren hırsızlara sinirlendi. Akalın, hırsızların, Marmaris'te bir işletme açtıklarını ve kendisini de konser vermek için iş teklifinde bulunduklarını iddia etti.
Ünlü şarkıcı, Twitter hesabından evine giren hırsızlara ateş püskürdü, ünlü sanatçı şu paylaşımlarda bulundu:
"Evimden çaldıkları parayla Marmaris'te beach açan uyanıklar rol değiştirip beni konsere çağırıyorlar! Allah belanızı versin bu mübarek günde!.. Kan irin olsun her damlanız benim alın terimi çaldığınız için, sürüm sürüm sürünün, öbür dünyada yatacak yeriniz yok! böyle adaletin de te içine!"
Çörek otu ile cilt bakımı
Çörek Otu Yağının Cilde Faydaları
Çörek Otu Yağının Cilde Faydaları nedir
Çörek Otu Yağının Faydaları
Çörek Otu Yağının Cilde Faydaları
Çörek otunun tohumlarından elde edilen çörek otu yağı saç dökülmesinde ve saçlı deride oluşan kepeğe karşı oldukça etkilidir. Sirke ile kaynatılıp gargara yapılıdığında diş ağrılarına iyi gelir. Suyu ile sivilcelere pansuman yapıldığında sivilceler üzerinde etkili olduğu görülmüştür.
Egzamalı cilde sık sık çörek otu yağı tatbik edildiğinde deri hızlı iyileşir. Yine deri hastalıklarında mikrop öldürücü etkisi nedeniyle çok yararlıdır.
Çörek Otu Yağının Cilde Faydaları nedir
Çörek Otu Yağının Faydaları
Çörek Otu Yağının Cilde Faydaları
Çörek otunun tohumlarından elde edilen çörek otu yağı saç dökülmesinde ve saçlı deride oluşan kepeğe karşı oldukça etkilidir. Sirke ile kaynatılıp gargara yapılıdığında diş ağrılarına iyi gelir. Suyu ile sivilcelere pansuman yapıldığında sivilceler üzerinde etkili olduğu görülmüştür.
Egzamalı cilde sık sık çörek otu yağı tatbik edildiğinde deri hızlı iyileşir. Yine deri hastalıklarında mikrop öldürücü etkisi nedeniyle çok yararlıdır.
Biberiye yağı ile canlı saçlar ve cilt bakımı
Biberiye yağının saça ve cilde faydaları
Biberiye, iğneye benzeyen ince yapraklı, daima yeşil kalan bir bitki türüdür.
Biberiye yağının saça ve cilde faydaları resimleri
Biberiye bitkisi pek çok yönde faydalı bir bitki olarak hem zayıflamada, hem cilt bakımında hemde hijyen sağlamada oldukça başarılıdır.
Biberiye çayı özellikle sindirim sistemine faydalıdır. Yağı ise cilt bakımında kuıllanılır. Ayrıca Biberiye, derin temizlik sağlar ve antibakteriyel ürünlerden daha mikrop kırıcı özelliğe sahiptir.
Zihne ve bedene canlılık veren ve tansiyon düzenleyici bitkisel etki yapan biberiye yağı, profesyonel spor yapanlar tarafından da masaj biçiminde kullanılmakta ve kas ağrılarına, kas kramplarına karşı faydalı tarafından yararlanılmaktadır.
Biberiye yağının saça Faydaları:
Saç dökülmesi alopesi şikayeti olanlar, saç uçlarında kırılma görülenler için ve ayrıca migren ağrıları için saç ve kafa derisi bölgesinin masajı son derece faydalı olmaktadır. Biberiye Yağının Saça Faydaları sadece saç dökülmesi için değil kepek şikayeti olanlar için de son derece önem arz eder. Saçları besleyen biberiye yağı, saç köklerini ve dokusunu besleyerek saç dökülmesine mani olur. Yağlı saçlar için biberiye yağı iyi bir saç temizleme kürü olabilmekte ve saçları yağlardan arındırmak için bir hayli işe yaramaktadır.
Biberiye Yağının cilde Faydaları:
Biberiye de bulunan turmerik yağlar cildin ph dengesini dengede tutuyor. Alternatif bitkisel tedavi yöntemlerinde sıkça kullanılan biberiye yağı burun tıkanıklığı için papatya yağı ile birlikte kullanıldığında önemli bitkisel faydalar sağlıyor.
Biberiye, iğneye benzeyen ince yapraklı, daima yeşil kalan bir bitki türüdür.
Biberiye yağının saça ve cilde faydaları resimleri
Biberiye bitkisi pek çok yönde faydalı bir bitki olarak hem zayıflamada, hem cilt bakımında hemde hijyen sağlamada oldukça başarılıdır.
Biberiye çayı özellikle sindirim sistemine faydalıdır. Yağı ise cilt bakımında kuıllanılır. Ayrıca Biberiye, derin temizlik sağlar ve antibakteriyel ürünlerden daha mikrop kırıcı özelliğe sahiptir.
Zihne ve bedene canlılık veren ve tansiyon düzenleyici bitkisel etki yapan biberiye yağı, profesyonel spor yapanlar tarafından da masaj biçiminde kullanılmakta ve kas ağrılarına, kas kramplarına karşı faydalı tarafından yararlanılmaktadır.
Biberiye yağının saça Faydaları:
Saç dökülmesi alopesi şikayeti olanlar, saç uçlarında kırılma görülenler için ve ayrıca migren ağrıları için saç ve kafa derisi bölgesinin masajı son derece faydalı olmaktadır. Biberiye Yağının Saça Faydaları sadece saç dökülmesi için değil kepek şikayeti olanlar için de son derece önem arz eder. Saçları besleyen biberiye yağı, saç köklerini ve dokusunu besleyerek saç dökülmesine mani olur. Yağlı saçlar için biberiye yağı iyi bir saç temizleme kürü olabilmekte ve saçları yağlardan arındırmak için bir hayli işe yaramaktadır.
Biberiye Yağının cilde Faydaları:
Biberiye de bulunan turmerik yağlar cildin ph dengesini dengede tutuyor. Alternatif bitkisel tedavi yöntemlerinde sıkça kullanılan biberiye yağı burun tıkanıklığı için papatya yağı ile birlikte kullanıldığında önemli bitkisel faydalar sağlıyor.
Postişler saça zarar verir mi?
Saça Zarar Veren Maddeler neler
Saçlar özellikle biz kadınlar için oldukça önemlidir. Saç bakımı yapmanın yanısıra saçlara zarar veren maddelerden de uzak durmak şarttır. İşte saçınıza zarar veren 5 madde:
Saç spreyleri
Saç spreyi gerekli olduğunda, az miktarda ve saçlarınızın diplerine değil uçlarına doğru uygulanmalıdır. Yoğun saç spreyi saçlarınızın kırılmasına ve aşırı kimyasal madde içerdiğinden dolayı saç dökülmelerine neden olur.
Çok fazla şampuan kullanmak
Şampuan ve saç kremleri saç bakımı için size yardımcı olabilir ancak fazla kullanmak saç derinize zarar verir ve saçlarınızın kurumasına neden olur.
Kimyasal olan saç boyaları
Kimyasal saç boyaları farklı kimyasal ürünlerden meydana gelmektedir. Eğer saçlarınıza yeni bir renk vermek istiyorsanız bu boyalar oldukça tehlikelidir. Kimyasal içerikli boyalar uygulama sırasında tırnak etlerine ve saç diplerine kalıcı hasara sebep olur. Ayca astım, solunum hastalıkları ve cilt alejileri gibi pek çok rahatsızlığa sebep olur.
Sıkı saç aksesuarları
Sıkı saç aksesuarları saç köklerinin kopmasına sebep olur. Sıkı saç bantları, tokalar ya da aksesuarlar uzun süre saçınızda kaldıklarında saç derinizin köklerine zarar verir.
Postişler
Özel bir davet ya da düğün belki de birkaç gün sürecek bir saç değişikliği. Sebebi her ne olursa olsun postişler yardımıyla saçlarınızı uzatmak isteyebilirsiniz. Ancak bunları kullanırken ve çıkarırken yapıştırıcılar sayesinde saçlarınızda kırılmalar ve kalıcı dökülmeler meydana gelebilir.
Saçlar özellikle biz kadınlar için oldukça önemlidir. Saç bakımı yapmanın yanısıra saçlara zarar veren maddelerden de uzak durmak şarttır. İşte saçınıza zarar veren 5 madde:
Saç spreyleri
Saç spreyi gerekli olduğunda, az miktarda ve saçlarınızın diplerine değil uçlarına doğru uygulanmalıdır. Yoğun saç spreyi saçlarınızın kırılmasına ve aşırı kimyasal madde içerdiğinden dolayı saç dökülmelerine neden olur.
Çok fazla şampuan kullanmak
Şampuan ve saç kremleri saç bakımı için size yardımcı olabilir ancak fazla kullanmak saç derinize zarar verir ve saçlarınızın kurumasına neden olur.
Kimyasal olan saç boyaları
Kimyasal saç boyaları farklı kimyasal ürünlerden meydana gelmektedir. Eğer saçlarınıza yeni bir renk vermek istiyorsanız bu boyalar oldukça tehlikelidir. Kimyasal içerikli boyalar uygulama sırasında tırnak etlerine ve saç diplerine kalıcı hasara sebep olur. Ayca astım, solunum hastalıkları ve cilt alejileri gibi pek çok rahatsızlığa sebep olur.
Sıkı saç aksesuarları
Sıkı saç aksesuarları saç köklerinin kopmasına sebep olur. Sıkı saç bantları, tokalar ya da aksesuarlar uzun süre saçınızda kaldıklarında saç derinizin köklerine zarar verir.
Postişler
Özel bir davet ya da düğün belki de birkaç gün sürecek bir saç değişikliği. Sebebi her ne olursa olsun postişler yardımıyla saçlarınızı uzatmak isteyebilirsiniz. Ancak bunları kullanırken ve çıkarırken yapıştırıcılar sayesinde saçlarınızda kırılmalar ve kalıcı dökülmeler meydana gelebilir.
Saçlarınızı hızlı uzatmanın formülü.
Saçlarınızın hızlı uzamasını istiyorsanız yapmanız gereken dikkat etmeniz gereken şeyler olduğunu unutmamalısınız.
Saç Nasıl Hızlı Uzar? resimleri
Cildinize gösterdiğiniz özeni saçlarınızada göstermeniz gerekiyor bayanlar.Saçlarınıza uygun şampuan kullanımından sonra banyo yaparken kafa derinize masaj yapmanız gerekmektedir.Ayrıca saçlarınızı güneşin zararlı ışınlarından korumak da saçlarınızın çabuk uzaması için oldukça etkilidir.Saçlarınızın ihtiyaç duyduğu besleyici maddeleri almasını sağlamalısınız.
Saçlarınızın hızlı uzaması için protein ve E vitamini, meyve, sebze ve et yemek saçınızı hızlı uzatmanın etkili yollarından birisi olduğunu unutmayın.Ayrıca Meyve, sebze ve balıkta bulunan besleyici maddeler saçınızın daha hızlı uzaması için ihtiyaç duyduğu şeyler olduğunu unutmayın.
Saçlarınızın hızlı uzaması için günlük su ihtiyacınızı karşılamalısınız günde en az 10 bardak su içmeniz gerekmektedir.
Saçınızın susuz kalmamasına yardım edebilir. Bu, saçınızın doğal nemini ve parlaklığını korumanın kesinlikle iyi bir yoludur.
Saç Nasıl Hızlı Uzar? resimleri
Cildinize gösterdiğiniz özeni saçlarınızada göstermeniz gerekiyor bayanlar.Saçlarınıza uygun şampuan kullanımından sonra banyo yaparken kafa derinize masaj yapmanız gerekmektedir.Ayrıca saçlarınızı güneşin zararlı ışınlarından korumak da saçlarınızın çabuk uzaması için oldukça etkilidir.Saçlarınızın ihtiyaç duyduğu besleyici maddeleri almasını sağlamalısınız.
Saçlarınızın hızlı uzaması için protein ve E vitamini, meyve, sebze ve et yemek saçınızı hızlı uzatmanın etkili yollarından birisi olduğunu unutmayın.Ayrıca Meyve, sebze ve balıkta bulunan besleyici maddeler saçınızın daha hızlı uzaması için ihtiyaç duyduğu şeyler olduğunu unutmayın.
Saçlarınızın hızlı uzaması için günlük su ihtiyacınızı karşılamalısınız günde en az 10 bardak su içmeniz gerekmektedir.
Saçınızın susuz kalmamasına yardım edebilir. Bu, saçınızın doğal nemini ve parlaklığını korumanın kesinlikle iyi bir yoludur.
Fahriye Evcen yıllar sonra ilk kez bikini giydi!
Fahriye Evcen yıllar sonra ilk kez bikinili!
Yıllardır muhabirlerden kaçmayı ve bikinili görüntü vermemeyi başaran Fahriye Evcen, sonunda yakalandı. Ünlü oyuncu, önceki gün Çeşme’de bikinili olarak objektife yansıdı.
Hürriyet'ten Cenker Tezel'in haberine göre Fahriye Evcen, adının bir süredir birlikte anıldığı Burak Özçivit’in İstanbul’a dönmesinin ardından tatil sezonunu açtı. Ünlü oyuncu da Özçivit gibi Çeşme’yi tercih etti. Ancak bu seçim, onun kaçış macerasının sonu oldu.
Sohbete daldı
Yıllardır bikinili görüntülenmemek için çaba harcayan Evcen, önceki gün Çeşme’deki bir beach’te ilk kez bikinili olarak objektife takıldı.
Arkadaşlarıyla sohbete dalan oyuncu, görüntülendiğinin farkına uzun süre varmadı.
Yıllardır muhabirlerden kaçmayı ve bikinili görüntü vermemeyi başaran Fahriye Evcen, sonunda yakalandı. Ünlü oyuncu, önceki gün Çeşme’de bikinili olarak objektife yansıdı.
Hürriyet'ten Cenker Tezel'in haberine göre Fahriye Evcen, adının bir süredir birlikte anıldığı Burak Özçivit’in İstanbul’a dönmesinin ardından tatil sezonunu açtı. Ünlü oyuncu da Özçivit gibi Çeşme’yi tercih etti. Ancak bu seçim, onun kaçış macerasının sonu oldu.
Sohbete daldı
Yıllardır bikinili görüntülenmemek için çaba harcayan Evcen, önceki gün Çeşme’deki bir beach’te ilk kez bikinili olarak objektife takıldı.
Arkadaşlarıyla sohbete dalan oyuncu, görüntülendiğinin farkına uzun süre varmadı.
Ivana Sert: "Müslüman olacağım" dedi
Kleopatra kılığına giren Ivana'dan tartışılacak açıklamalar
Ses dergisine Kleopatra kılığında pozlar veren ikoncan Ivana Sert, ilginç açıklamalar yaptı.
"ÇOK VARLIKLI YAŞAMADIM"
Hala soyadını kullandığı Yurdal Sert'i hedef alan Ivana Sert, "Eski eşim zengindi ama hiçbir zaman bana pahalı çantalar, ayakkabılar, mücevherler almadı. Yani çok varlıklı yaşamadım.
"BİRÇOK TÜRK'TEN DAHA TÜRK'ÜM"
Birçok Türk'ten daha Türk'üm. Kur'an-ı Kerim'in İngilizcesi başucumda duruyor. Bu gidişle Müslüman olacağım." diye konuştu.
Kırık Türkçesiyle söylediği "Bizimla deyılsın" ile bir çok insanın sevgisini kazanan televizyon, gazete ve internette merak edilen kadın Ivana Sert kimdir ?
İşte Ivana Sert'in hayatı...
Ivana Sert, 1981 Belgrad Sırbistan doğumludur. Boyu 1,67 olmakla birlikte 55 kilodur. Eski manken, stilist ve moda tasarımcısıdır.
GÜZELLİK YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLDU
Ivana Sert, modellik kariyeri öncesi on altı yaşına değin piyano ve bale okumuştur. Uzun yıllar yaşadığı Belgrad'ta düzenlenen güzellik yarışmasında birinci olarak Miss Belgrade unvanını alan Sert, 1990'lı yıllarda Miss Yugoslavia ve Miss Globe International gibi yarışmalara katılmıştır.
YURDAL SERT İLE EVLENDİ
2002 yılında Türkiye'ye yerleşerek, İstanbul'da tanıştığı ve merhum iş adamı Mehmet Sert'in oğlu olan Sert Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yurdal Sert ile 2004 yılında Çubuklu, Beykoz'da dünya evine girmiştir. Bu evliliğin ardından Türkiye sosyetesinin tanınmış çiftleri arasına katılan Ivana ve Yurdal Sert'in 31 Ekim 2006 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles şehrinde dünyaya gelen Kayon Ateş adında bir oğulları vardır. Ünlü modacının boşandıktan sonra eski eşinin yakın arkadaşları Hatem Yavuz ve Sinan Akıman ile adı aşk dedikodularına karışmıştır.
YARIŞMALARDA VE DİZİLERDE YER ALMIŞTIR
Kendisinin moda anlayışına ithafen medya tarafından verilen İkoncan lakabı ile adını yıllarca çeşitli şekillerde duyuran Ivana Sert, Sırpça, İngilizce ve Türkçe bilmektedir.
Kendisi, 2011 yılında Yok Böyle Dans adlı yarışmaya katılmıştır ve geçirdiği bir sağlık problemi nedeniyle, doktor tavsiyesi üzerine, yarışmadan on ikinci haftada çekilmiştir. 2012 yılında Ivana Sert, Kanal D'de yayınlanan Yalan Dünya dizisinin otuz dördüncü bölümünde konuk oyuncu olarak yer almış ve kendisini canlandırmıştır. Show TV'nin En Büyük Show adlı programının sunuculuğunu da üstlenen Sert'in ilk kitabı Bizimlesin yine 2012 yılında piyasaya çıkmıştır. Çeşitli fotoğraflarla zenginleştirilmiş bu kitap, moda ve güzellik üzerine tüyolar verme amacı gütmektedir.
Ses dergisine Kleopatra kılığında pozlar veren ikoncan Ivana Sert, ilginç açıklamalar yaptı.
"ÇOK VARLIKLI YAŞAMADIM"
Hala soyadını kullandığı Yurdal Sert'i hedef alan Ivana Sert, "Eski eşim zengindi ama hiçbir zaman bana pahalı çantalar, ayakkabılar, mücevherler almadı. Yani çok varlıklı yaşamadım.
"BİRÇOK TÜRK'TEN DAHA TÜRK'ÜM"
Birçok Türk'ten daha Türk'üm. Kur'an-ı Kerim'in İngilizcesi başucumda duruyor. Bu gidişle Müslüman olacağım." diye konuştu.
Kırık Türkçesiyle söylediği "Bizimla deyılsın" ile bir çok insanın sevgisini kazanan televizyon, gazete ve internette merak edilen kadın Ivana Sert kimdir ?
İşte Ivana Sert'in hayatı...
Ivana Sert, 1981 Belgrad Sırbistan doğumludur. Boyu 1,67 olmakla birlikte 55 kilodur. Eski manken, stilist ve moda tasarımcısıdır.
GÜZELLİK YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLDU
Ivana Sert, modellik kariyeri öncesi on altı yaşına değin piyano ve bale okumuştur. Uzun yıllar yaşadığı Belgrad'ta düzenlenen güzellik yarışmasında birinci olarak Miss Belgrade unvanını alan Sert, 1990'lı yıllarda Miss Yugoslavia ve Miss Globe International gibi yarışmalara katılmıştır.
YURDAL SERT İLE EVLENDİ
2002 yılında Türkiye'ye yerleşerek, İstanbul'da tanıştığı ve merhum iş adamı Mehmet Sert'in oğlu olan Sert Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yurdal Sert ile 2004 yılında Çubuklu, Beykoz'da dünya evine girmiştir. Bu evliliğin ardından Türkiye sosyetesinin tanınmış çiftleri arasına katılan Ivana ve Yurdal Sert'in 31 Ekim 2006 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles şehrinde dünyaya gelen Kayon Ateş adında bir oğulları vardır. Ünlü modacının boşandıktan sonra eski eşinin yakın arkadaşları Hatem Yavuz ve Sinan Akıman ile adı aşk dedikodularına karışmıştır.
YARIŞMALARDA VE DİZİLERDE YER ALMIŞTIR
Kendisinin moda anlayışına ithafen medya tarafından verilen İkoncan lakabı ile adını yıllarca çeşitli şekillerde duyuran Ivana Sert, Sırpça, İngilizce ve Türkçe bilmektedir.
Kendisi, 2011 yılında Yok Böyle Dans adlı yarışmaya katılmıştır ve geçirdiği bir sağlık problemi nedeniyle, doktor tavsiyesi üzerine, yarışmadan on ikinci haftada çekilmiştir. 2012 yılında Ivana Sert, Kanal D'de yayınlanan Yalan Dünya dizisinin otuz dördüncü bölümünde konuk oyuncu olarak yer almış ve kendisini canlandırmıştır. Show TV'nin En Büyük Show adlı programının sunuculuğunu da üstlenen Sert'in ilk kitabı Bizimlesin yine 2012 yılında piyasaya çıkmıştır. Çeşitli fotoğraflarla zenginleştirilmiş bu kitap, moda ve güzellik üzerine tüyolar verme amacı gütmektedir.
Dos Santos'un başı eski sevgilisiyle dertte!
Eski Galatasaraylı futbolcu Giovanni Dos Santos, kız arkadaşı Belinda ile ilişkisini 2010 yılında sonlandırmış ve sadece arkadaş kalmaya karar vermişti
İkili arasında sosyal medyada kavga patlak verdi.
Belinda'nın "İnsanların nasıl değiştiğine inanamıyorum" şeklindeki mesajını yanıtlayan Belinda, "Hayatta hata yapmak kolaydır. Sana karşı her zaman kibar oldum. Tanrı seni kutsasın" dedi.
Bu işin saati 120 dolar.
Sarılarak terapi uzmanı.
Samantha Hess’in hayatı 29 yaşında kurduğu internet sitesiyle değişti. Hess’in yaptığı işin benzeri pek yok. Kendisi sarılarak terapi uygulama uzmanı.
Hess saati 60 dolara (yaklaşık 120 lira) insanlara sarılma terapisi uyguluyor. Hess’in aklına sarılarak para kazanma fikri 2012 yılında gelmiş. Okuduğu dergide bir adamın insanlara ‘bedava sarılma hizmeti’ verdiğiyle ilgili bazı bilgiler varmış. Business Insider’ın haberine göre Hess bu makaleyi okuduğu dönemlerde duygusal olarak da zor zamanlar geçiriyormuş. Yeni bir ilişkiye hazır olmamasına rağmen sarılmaya ihtiyacı varmış.
Hess bunun üzerine Cuddle Up To Me (cuddleuptome.com) isimli bir internet sitesi kurmuş. Bu sitede verdiği hizmetlerden bahsediyor.
Sarıldığı erkeklerin yüzde 90’ının 20 yaşın üstünde olduğunu belirtiyor. Müşterilerinin çoğu daha önce geçirdikleri psikolojik travmadan dolayı kimseye dokunmak istemiyormuş. Hess, “Bir bakıma psikolojik tedavi hizmeti de veriyorum” diyor.
Samantha Hess’in hayatı 29 yaşında kurduğu internet sitesiyle değişti. Hess’in yaptığı işin benzeri pek yok. Kendisi sarılarak terapi uygulama uzmanı.
Hess saati 60 dolara (yaklaşık 120 lira) insanlara sarılma terapisi uyguluyor. Hess’in aklına sarılarak para kazanma fikri 2012 yılında gelmiş. Okuduğu dergide bir adamın insanlara ‘bedava sarılma hizmeti’ verdiğiyle ilgili bazı bilgiler varmış. Business Insider’ın haberine göre Hess bu makaleyi okuduğu dönemlerde duygusal olarak da zor zamanlar geçiriyormuş. Yeni bir ilişkiye hazır olmamasına rağmen sarılmaya ihtiyacı varmış.
Hess bunun üzerine Cuddle Up To Me (cuddleuptome.com) isimli bir internet sitesi kurmuş. Bu sitede verdiği hizmetlerden bahsediyor.
Sarıldığı erkeklerin yüzde 90’ının 20 yaşın üstünde olduğunu belirtiyor. Müşterilerinin çoğu daha önce geçirdikleri psikolojik travmadan dolayı kimseye dokunmak istemiyormuş. Hess, “Bir bakıma psikolojik tedavi hizmeti de veriyorum” diyor.
23 Temmuz 2014 Çarşamba
Havuza girerken lenslerinizi çıkartın
Dr. Özdemir, 'Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.'
Türkiye gazetesinden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göreDr. Özdemir, 'Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.'
Acıbadem International Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nezih Özdemir, lensle havuza girmenin tam görme kaybına kadar gidebilen ciddi sorunlar oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Özellikle hijyenik olmayan havuzlarda lens kullanan kişilerin göz enfeksiyonlarına yakalanma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, “Lens kullanıcılarına şu uyarılarda bulundu:
> Günlük lenslerin mikrop tutma riski çok daha düşük olduğu için mümkünse bu lensleri tercih edin.
> Lens almadan önce mutlaka bir göz hekimine başvurarak, hangi lensin sizin için uygun olduğunu öğrenin.
> Lensi takarken ve çıkarırken ellerinizi mutlaka yıkayın.
> Lensin solüsyonda kullanım kurallarına özen gösterin.
> Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.
> Lensle uyumayın. Çünkü lens gözün oksijenlenmesini azaltıyor ve enfeksiyona açık hale getiriyor.
Türkiye gazetesinden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göreDr. Özdemir, 'Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.'
Acıbadem International Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nezih Özdemir, lensle havuza girmenin tam görme kaybına kadar gidebilen ciddi sorunlar oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Özellikle hijyenik olmayan havuzlarda lens kullanan kişilerin göz enfeksiyonlarına yakalanma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, “Lens kullanıcılarına şu uyarılarda bulundu:
> Günlük lenslerin mikrop tutma riski çok daha düşük olduğu için mümkünse bu lensleri tercih edin.
> Lens almadan önce mutlaka bir göz hekimine başvurarak, hangi lensin sizin için uygun olduğunu öğrenin.
> Lensi takarken ve çıkarırken ellerinizi mutlaka yıkayın.
> Lensin solüsyonda kullanım kurallarına özen gösterin.
> Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.
> Lensle uyumayın. Çünkü lens gözün oksijenlenmesini azaltıyor ve enfeksiyona açık hale getiriyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)